Kendinle ilgili her şeyi değiştirmeden önce şunu bil kendini bu noktaya getirdin. | Open Subtitles | لذا قبل أن تحاول تغيير كل شيء يتعلق بك، لديك نفسك حتى الآن. |
Bu, doğru değil. Onunla ilgili her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً أنا أعلم كل شيء يتعلق بها |
Eskiden bu işle ilgili... her şeyi severdim. | Open Subtitles | ... لقد اعتدت على حُب كل شيء كل شيء يتعلق بتلك الوظيفة |
Amacı, donanım, yazılım, cismin tasarımı, üretimi ve projeyle ilgili her şey açık kaynaklı ve kendiniz yapabimeniz. | TED | لذا فالفكرة هنا هي أن المعدات والبرمجيات، وتصميم المجسم والتصنيع، كل شيء يتعلق بهذا المشروع هو مفتوح المصدر ويمكنك صنعه بنفسك. |
Seninle ilgili her şey beni de ilgilendiriyor. | Open Subtitles | كل شيء يتعلق بكِ يثير اهتمامي كثيراً. |
"Düğün"le ilgili her şeyden arındıracağım kendimi. | Open Subtitles | سوف أقوم بإزالة كل شيء يتعلق بالزواج |
- Hepsiyle ilgili her şeyi mi? | Open Subtitles | كل شيء يتعلق بهم؟ |
Örtbasçı polislerle ilgili her şey Cumartesi günü ortaya çıkacak. | Open Subtitles | كل شيء يتعلق بهم سيظهر يوم السبت |
Mona ile ilgili her şey karma karışıktı. | Open Subtitles | كل شيء يتعلق بمونا كان معقدا |
Ve esasen seninle ilgili her şeyden nefret ediyorum. | Open Subtitles | أنا أساساً أكره كل شيء يتعلق بك{\pos(190,230)} |