O yüzden dünyadaki her toplumda hatta en tehlikelisinde bile şiddet oldukça kümelenmiş. | TED | وذلك لأنه وفي كل مجتمع في العالم، حتى في الأشد عنفًا، يكون العنف عالي التركيز. |
her toplumda daha önceden beri bilinen yeniden toparlanma- hayata geri dönme- deneyimleri vardır. ve bu yalnızca bizim düzelme ve toparlanma olasılıkları konusunda yaptığımız fanteziler düzeyinde değildir, gerçekten olur. | TED | يوجد هناك وصف لإعادة الإحياء فى كل مجتمع تم دراسته، و ذلك لأنه ليس فقط أننا نتخيل كيفية الإحياء و التعافى، لكنها تحدث بالفعل. |
Ama tarih araştırmalarım beni şuna ikna etti ki, Mısırlılardan beri güçlü ve sağlıklı her toplumda, kitleler, sorumlu bir tabaka tarafından demir bir yumrukla yönetilmiştir. | Open Subtitles | و لكن دراستى للتاريخ قد أقنعتنى بأن فى كل مجتمع قوى و سليم منذ المصريين و من بعدهم ، يجب أن تسترشد الجماهير بيد قوية بنخبة مسؤولة |
Onun yerine her topluluk için bir barış merkezi inşa etmek istiyordum. | TED | أردت أن يكون هناك مراكز صنع سلام في كل مجتمع. |
her topluluk propagandaları gerçek olarak kabul etmeye açıktır ve propagandanın gerçeği değiştirdiği hiçbir toplum gerçek anlamda özgür olamaz. | TED | إن كل مجتمع ضعيف في أن يصدق الدعايات كحقيقة حيث إن كل مجتمع تفشى فيه الدعاية الكاذبة لا يمكن أن يكون حراً حقاً |
her toplumun, antik çağlara dayanan rüyalarla ilgili teorileri vardır. | Open Subtitles | كل مجتمع يعود إلى القدماء كان عنده النظريات بخصوص الأحلام |
İyi bir kadın ve iyi bir erkek tanımlarını değiştirmeliyiz çünkü bu, her toplumun temelidir. | TED | علينا أن نغير معنى أن تكون رجلا جيدا أو تكوني امرأة جيّدة، لأن هذا هو أساس كل مجتمع. |
her toplumda olduklarını da biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا نعلم أيضاً أن كل مجتمع يملك ذلك |
Fakat maddiyat da önem taşıyor. Çünkü, her toplumda antopologlar maddesel malzemelere bakmışlardır, bir çeşit dil olarak, ürünlerin dili, birbirimize hikayeler anlatırken kullandığımız sembolik bir dil-- hikayeler, örneğin, ne kadar önemli olduğumuz konusunda. | TED | لكن الأشياء المادية مهمة أيضاً. لأنه، فى كل مجتمع علماء الإنثربولوجيا ( علم دراسة الإنسان ) نظروا إلى، الأشياء المادية تعمل كنوع من اللغة، لغة السلع، كلغة رمزية نستخدمها لنُخبر بعضنا البعض قصص، قصص، كمثال، عن مدى أهميتنا. |
Robert Kennedy her toplumun hak ettiği bir suçlusu olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | -أجل قال (روبرت كينيدي): "كل مجتمع يحصل على المجرم الذي يستحقه" |
El Sistema'nin yapisi yeni ve esnek bir yonetim anlayisi uzerine kurulu; dolayisiyla, her toplumun ve bolgenin ozellilerine gore yeni bir sekil alabiliyor, ve su anda, Venezuella'nin her tarafindan, asagi ve orta siniflardan toplam 300,000 katilimcisi var. | TED | هيكل ال"نظام" مبني على طريقة إدارية جديدة ومرنة تتأقلم مع خواص كل مجتمع وإقليم, واليوم نحتضن 300,000 طفل من الطبقتين الفقيرة والمتوسطة من جميع أنحاء فينزويلا. |
her toplumun bozuk insanları vardır. | Open Subtitles | كل مجتمع به أناس معطوبين |