| umarım, siz de bana kapasitenin artık bir sorun olmadığı konusunda katılırsınız | TED | ولعلكم تتفقون معي، كما آمل ، ليس هنالك مشكلة سعة بعد الان | 
| Seks eşlerinin her zaman prezervatif taktığından emin oluyorsundur umarım. | Open Subtitles | أنت تطلبين من شركائك الجنسيين أن يضع واقياً كما آمل. | 
| Ama diğer yandan, henüz onunla konuşmadın yani bunu aşabilir, umarım. | Open Subtitles | ولكن بالمقابل لم تحاول خداعه لذا سيتخطى ذلك ، كما آمل | 
| Gerçi bu sistemlerle ilgili en çok düşündüğüm şey de şu ki umarım anlatabilmişimdir, bu olay YouTube ile ilgili değil. | TED | الأمر هو أنه، على الرغم من أنني أفكر كثيرا في هذه الأنظمة، ليس فقط عن اليوتيوب كما آمل أني قد شرحت ذلك. | 
| Uh, nota gerek yok. Her şey aile arasında, ya da yakın zamanda öyle olmasını umuyorum. | Open Subtitles | لا ضرورة للإيصال، هذا أمر داخل العائلة كما آمل أن نكون قريباً | 
| Ve umarım bu hayal gücünüzü baştan çıkarmıştır çünkü size söz verebilirim bu mesele, böyle bir devrimin olup olmayacağı değil ne zaman olacağı. | TED | كما آمل أن هذا سيدفعكم للتخيل, لأنني أستطيع أن أعدكم أننا لسنا بصدد هل ستحدث هذه الثورة أم لا بل متى ستحدث | 
| Bu Çin batakhanesinde hikayenizi doğrulayabilirler umarım. | Open Subtitles | ذاك المطعم الصيني . أعتقد أنهم سيقومون بتأكيد روايتك كما آمل | 
| umarım karar verilmeden önce tövbe eder ve kurtulursunuz. | Open Subtitles | و أيضا كما آمل, لتتوبي قبل أن يتخذ هذا الحكم مجراه | 
| Eh, yani, bilirsin, belki de evliyim zaman, ya da umarım hamile, veya her ikisi de aynı zamanda. | Open Subtitles | ربما عندما أتزوج أو أصبح حبلى أو كما آمل الاثنين معاً | 
| Tamam, onun kabini ileride sağda. Kendisi de pek uzakta değildir umarım. | Open Subtitles | حسناً, صندوقها هناك لا يمكن ان تبتعد كما آمل | 
| umarım gelecekte de ayakta kalmaya devam ederiz. | Open Subtitles | وسنواصل لأبعد من ذلك في المستقبل، كما آمل | 
| umarım artık öğrenmişsinizdir ilk mağazamız 7. Cadde'deydi. | Open Subtitles | كما آمل ان تكون على دراية الآن, متجرنا الأصلي كان في شارع السابع | 
| umarım yine web kamerasıyla oynaşmıyorsundur. | Open Subtitles | أنت لا تراقب بكامير إنترنت مجدداً، كما آمل | 
| Şimdi gidin, umarım sizinle Pylon'da buluşuruz. | Open Subtitles | اذهب الآن ،سألقاكم عند برج الأسلاك ، كما آمل | 
| - Sürekli onu izleyeceğim. - Son seferkinden daha dikkatli olursun umarım. | Open Subtitles | سوف أراقبها عن كثب - أكثر مراقبة مما مضى كما آمل - | 
| Telsiz dinlemekle meşguldün, umarım? | Open Subtitles | ماذا؟ مشغول في الإستماع أجهزة الإتّصال، كما آمل. | 
| umarım öteki hayatınızda aşk dolu mutlu ve güzelce kar küreyen biri olursunuz. * Ben senin en büyük hayranınım beni sevene kadar seni takip edeceğim. Paparazzi. | Open Subtitles | وآلة نافخة للثلج كما آمل ماذا تريدين مني؟ | 
| umarım. Pekala, şu lejandı bulalım ve çıkalım buradan. | Open Subtitles | .كما آمل .حسناً ، دعونا نأخذ الأسطورة و نخرج من هنا | 
| Size anlattığım bu tablo, umuyorum ki o bulanık, sisli hava kalitesi istatistiklerinden çok daha farklı, Çin'in temiz enerjisinin tertemiz tablosuna daha çok benziyordur. | TED | الصورة التي رسمتها لكم تبدو مختلفة كثيرًا كما آمل عن هذه الإحصاءات المظلمة الضبابية عن جودة الهواء، إلى صورة أكثر وضوحًا عن الطاقة النظيفة في الصين. | 
| Eğer tavsiyelerime uyarsan, benim burada yaptığım bazı hataları senin yapmayacağını umuyorum. | Open Subtitles | - عظيم كما آمل, إن حذوتي حذوي ربما ستتفادين الأخطاء التي إقترفتها هنـا | 
| 17. dogum gunumde diye umuyorum. | Open Subtitles | في عيد مولدي السابع عشر كما آمل |