| Anlaştığımız gibi hisselerini bana satan evrağı hâlâ imzalamamışsın. | Open Subtitles | الأمر هو أن عليك تسجيل أسهمك باسمي كما إتفقنا |
| Anlaştığımız gibi, göğsündeki rozetle, senin elinden çıkacak. | Open Subtitles | وأن يتم ذلك بواسطتك، بموجب الشارة على صدرك، كما إتفقنا إنها لم تقترف أيّ شيء |
| İşlem saat 8'de, Anlaştığımız gibi. | Open Subtitles | الإتفاق سارى. الساعه الثامنه كما إتفقنا |
| Bu gece Konuştuğumuz gibi borcumuz olan kadar para çalarız diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنكِ ستقومين بالسرقة لدفع الدين كما إتفقنا |
| Konuştuğumuz gibi, yarı yarıya. | Open Subtitles | النصف بالنصف، كما إتفقنا |
| İşte. Konuştuğumuz gibi yarım kilo. | Open Subtitles | خذ , نصف كيلو كما إتفقنا |
| - Neden Anlaştığımız gibi itfaiye binasına gelmedin? | Open Subtitles | لماذا لم تأتي القسم كما إتفقنا ؟ |
| Hayır, Anlaştığımız gibi birlikte gideceğiz. | Open Subtitles | كلا، سوف نذهب كما إتفقنا معاً. |
| Toz için para, Anlaştığımız gibi. | Open Subtitles | المال للمسحوق، كما إتفقنا - حسنا - |
| Tıpkı Anlaştığımız gibi. | Open Subtitles | تماماً كما إتفقنا |
| Hades kardeş Anlaştığımız gibi senin topraklarına geldik. | Open Subtitles | أخى (حادس)! لقد آتينا إلى حيز نفوذكَ كما إتفقنا. |
| Anlaştığımız gibi teklifini dinleyip bir karara varacağım Frank. | Open Subtitles | (سوف أستمع إلى إقتراحكَ (فرانك وأتّخذ قراري كما إتفقنا |
| 100 milyar kredi. Anlaştığımız gibi. | Open Subtitles | مئة مليار، كما إتفقنا |
| Anlaştığımız gibi Lindsay'i şehre geri götürüyorsun. | Open Subtitles | أنت ستأخذ ( ليندسي ) وتعود كما إتفقنا |
| 150 bin dolar, Anlaştığımız gibi. | Open Subtitles | $150,000, كما إتفقنا |
| Ve şu an, Konuştuğumuz gibi Lucas'ı yakalayacağız. | Open Subtitles | والآن نريد أن نحضر "لوكاس" كما إتفقنا |
| Aynen Konuştuğumuz gibi. | Open Subtitles | فلنفعل تماماً كما إتفقنا |
| - Konuştuğumuz gibi olsun. | Open Subtitles | أجل, كما إتفقنا |