Sonra sizi sokakta gördüm ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anladım. | Open Subtitles | ثم رأيتك في الشارع وعرفت ان كل شيء سار كما يجب ان يكون |
Olması gerektiği gibi bu hikaye, askerler ve tapınak muhafızlarıyla beraber öldü. | Open Subtitles | هذه القصة ستموت مع الجنود وحراس المعبد كما يجب ان يكون |
Ve her şey olması gerektiği gibi. Kral ve Kraliçe'ye yeni ışıkta bakın çünkü onlar bu krallığı kendi halklarının kanından oluşturdular. | Open Subtitles | وكل شي كما يجب ان يكون انظر للملك والملكه في ضوء جديد |
Her şey olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | استمعي الي كل شئ كما يجب ان يكون |
Beni, bir babanın oğlunu sevmesi gerektiği gibi sevebilirdi. | Open Subtitles | كان سيحبّني كما يجب ان يحب الأب إبنه |
Tıpkı bizim, insanları Rahl'ın adaletsizliğinden korumak için Midlans'ta kalmamız gerektiği gibi. | Open Subtitles | كما يجب ان نظل نحن في الاراضي الوسطي لحماية الناس من ظلم "رال". |
Ben olayları olduğu gibi görürüm, olması gerektiği gibi değil. | Open Subtitles | انا اراها كما هي ليس كما يجب ان تكون |
Yani, olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | حسناً ، نعم ، كما يجب ان يكونوا |
Şimdi bakalım incirler olması gerektiği gibi mi? | Open Subtitles | -و الان دعنى ارى التين كما يجب ان يكون |
Bu hayatının olması gerektiği gibi ilerlediğini görmeni sağlıyor. | Open Subtitles | لترى الحياة كما يجب ان تكون |
Olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | كما يجب ان يكون |
Dünya olması gerektiği gibi değil. | Open Subtitles | العالم ليس كما يجب ان يكون |
Olmam gerektiği gibi bir Jedi değilim. | Open Subtitles | انا لست كما يجب ان يكون الـ(جيداي) |