| Bunun hepiniz için sürpriz olduğunun farkındayım. | Open Subtitles | أعلم أن هذه تأتي كمفاجئة لكم جميعا أيضا. |
| Ve sürpriz olarak Mars'a bir gezi ekledim. | Open Subtitles | و كمفاجئة إضافية سيتم حقيقة تشغيل مركبة المشي على المريخ |
| Evet, ne hoş bir sürpriz değil mi ama? | Open Subtitles | لماذا لا نبدأ بقية حياتنا من اليوم؟ نعم ، ألا تبدو كمفاجئة ممُتعة؟ |
| Hayır. Küçük bir sürpriz olsun dedim. | Open Subtitles | كلا, فكرت بأن أُبقيها كمفاجئة صغيرة. |
| Robin'e sürpriz yapacaktım ama o senden gelmesini istiyor. | Open Subtitles | كنت سأهديها لـ(روبن) كمفاجئة ولكنها تحتاج أن تأتي منك أنت |
| Kendine güvenini kazanması için Jianyu'ya yardım edip bana sürpriz olsun diye onu konuşturmaya çalışıyordunuz! | Open Subtitles | كلاكما تساعدان (جيانيو) ليستعيد ثقته بنفسه ! ويتمكن من الكلام ثانية كمفاجئة لي |
| - Yazık, sürpriz olacaktı bu. | Open Subtitles | -كنت أعدها كمفاجئة |
| Bu yüzden iki ülkenin beraberliği ve dostluğunun şerefine iki çok özel sürpriz konuğu sizlere takdim etmekten onur duyarım Teksas Cumhuriyeti Başkanı General Bill Carver ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Jack Davis. | Open Subtitles | و هكذا في روح الصداقة و الوحدة بين أمّتينا إنّه شرفٌ لي أنْ أُقدّم ضيفي شرف مميزين للغاية كمفاجئة (رئيس جمهورية (تيكساس) اللواء (كارفر |
| sürpriz olarak. | Open Subtitles | ؟ كمفاجئة |