| O andan itibaren, çok büyük miktarda enerji serbest kaldı ve boşluk genişledi her şeyi dengeleyen tüm o negatif enerjiyi depolamak üzere... | Open Subtitles | ومن تلك اللحظة كميّات هائلة من الطاقة تم إطلاقها فيما الفضاء نفسه يتّسع |
| Bir isme ihtiyacım var. Çok miktarda işlenmemiş elması elden çıkarabilecek bir satıcının ismi. | Open Subtitles | أحتاج إلى اسم، شخص لديه الوسائل لبيع كميّات كبيرة من الألماس غير المصقول. |
| Yüksek miktarda terebentin, bütan ya da gaz yağı satın alan birini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكّر أي شخص قام بشراء كميّات كبيرة من التربنتين , البوتان , الكيروسين ؟ |
| Bölgedeki bambu bitkileri, birkaç on yılda bir defa büyük miktarlarda meyve üretiyor. | TED | تُنتج نباتات الخيزران المحليّة كميّات كبيرة من الفواكه مرّة واحدة كل بضعة عقود. |
| Kuasarlar çok büyük miktarlarda gaz bulutu püskürtürler. | Open Subtitles | تطلق الكوازارات كميّات هائلة من الغازات من المجرّات المحيطة |
| Sırf nefes alıp vermek, sağlıklı olmak ve sporcu olarak başarıya ulaşmak için muazzam miktarda proteine ihtiyaç duyulduğu fikri hakim. | Open Subtitles | فكرة أّنّك بحاجة إلى كميّات ضخمة من البروتين، لمجرد تنفّس الهواء من رئتيك، ولتكون معافى، |
| Tek derdim, bir günde muazzam miktarda protein tüketmekti. | Open Subtitles | كان فقط مثل محاولة الحصول على كميّات ضخمة من البروتين في اليوم. |
| Planı, bir grup hastayı az yağlı bitkisel gıdalar, çok az miktarda az yağlı süt ürünü ve minimal oranda kolesterol düşürücü ilaçlar içeren bir diyete sokmaktı. | Open Subtitles | كانت خطته تقتضي وضع مجموعة من المرضى على نمط غذائي مكوّن من طعام قليل الدهون و نباتي المصدر، مع كميّات قليلة من منتجات الألبان قليلة الدهون |
| Bakın, John Henry şimdiye kadar haftalardır yüksek miktarda veri ile beslendi. | Open Subtitles | إستمعا، كان يعيش (جون هنري) على إلتهام كميّات مهولة من المعلومات بنهم لأسابيع |
| Filipinler'deki daha varlıklı ailelerin nispeten yüksek miktarda hayvansal gıda tüketmesini merkeze alıyordu. | Open Subtitles | تركّزت حول العائلات (الأكثر ثراءً في (الفيلبين، الذين كانوا يتناولون كميّات كبيرة نسبيّاً من الطعام الحيواني المصدر. |
| Sadece az miktarda. | Open Subtitles | مجرد كميّات اثر |
| Yüksek derecede saf metamfetamini büyük miktarlarda üretmek için kendi adamlarınızı eğitiriz. | Open Subtitles | وندرّب رجالك على إنتاج كميّات كبيرة من الميثاميفيتامين ذو النقاوة العالية. هائل! |
| Kitle-fonlama, bir sürü insanın sana küçük miktarlarda para vermesiyle istediğin bir projeyi hayata geçirmeni sağlar. | Open Subtitles | كرووفيندينغ" هي خاصّية عندما يقوم الكثير من الناس بإعطائك كميّات صغيرة من الأموال لمساعدتك على تحقيق مشروعك الشخصيّ |
| Kendisinin, Avon Barksdale'in uyuşturucu ticaretinde çok önemli bir noktada olduğunu, amcası için büyük miktarlarda uyuşturucu sattığını ve bize yardımcı olmak istediğini gösterdi. | Open Subtitles | أبدى استعداده للشهادة بأنّه كان موزّعاً في منظمة (آيفون باركسدايل) كان يبيع كميّات كبيرة من المخدرات لخاله |
| Söylemek zorundayım ki, balıkçılık konusunda balık gruplarının, balinalar tarafından. aşırı miktarlarda tüketildiğine dair güçlü kanıtlarımız var. | Open Subtitles | {\pos(158,268)}أسـتـرالـيــا لابد أن أخبرك أنّه لدينا أدلة كافية بأن الحيتان تستهلك كميّات هائلة من الأسماك |
| Yüksek derecede saf metamfetamini büyük miktarlarda üretmek için kendi adamlarınızı eğitiriz. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} وندرّب رجالك على إنتاج كميّات كبيرة {\pos(192,230)} من الميثاميفيتامين ذو النقاوة العالية. |