| İnsanın sadece bir kez sevebileceğine inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن دوماً بأن المرء يحب مرة واحدة فقط. |
| Mr. Lippman sizinle Pendant Yayıncılıkta çalışırken adam olarak size inanırdım, güvenirdim. | Open Subtitles | سيد ليبمان، عندما كنت أعمل لديك عند دار نشر بيندانت، كنت أؤمن بك كرجل لديه كرامة. |
| Birçok şeye inanırdım, artık inanmıyorum. | Open Subtitles | كنت أؤمن بالكثير من الأشياء ولم أعد أؤمن بها الآن |
| Benim de öyle ama tek yapmam gereken sana bakmak ve inandığım herşey yitip gidiyor. | Open Subtitles | كما تفعل إرادتى معى و حتى الآن كل ما يجب علىَ فعله هو أن أنظر إليك و كل شئ كنت أؤمن به دوما قد تلاشى إلى لا شئ |
| Ve birden büyük bir kesinlikle inandığım her şey paramparça oldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك كل شيء كنت أؤمن بذلك بحزم تم تفجير فورا الى اشلاء. |
| Birbirlerini hiç tanımayan insanların ilişkileri, Buna gerçekten inanmıştım. | Open Subtitles | من كافة علاقات الناس الذين لم يسبق لهم التقاء بعضهم بعضا، كنت أؤمن فعلا في هذه |
| Son zamanlarda beni hayal kırıklığına uğratanların şerefine çok inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن باستقامة الكثيرين ممن خيبوا آمالي مؤخراً |
| Eskiden Tanrıya inanırdım ve evliliğe...ve cennet-cehenneme. | Open Subtitles | كنت أؤمن به . . و بالزواج و الجنة و النار |
| Çocukken, sen buradasın diye kötü bir şey olmayacağına inanırdım. | Open Subtitles | عندما كنت فرخاً , كنت أؤمن أنه لا شيء سيء يمكن أن يحدث لأنك كنت موجود |
| Üniversitedeyken; gelişime, yaptıklarımızın önemine ve her şeyin yoluna gireceğine inanırdım. | Open Subtitles | في الجامعة، كنت أؤمن بالتقدم، وبأن ما تقوم به مهم، وبأن الأمور في تحسن. |
| Eskiden bu gibi detayların önemli olduğuna da inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن أن هذا النوع من التفاصيل له أهمية. |
| Üniversitedeyken; gelişime, yaptıklarımızın önemine ve her şeyin yoluna gireceğine inanırdım. | Open Subtitles | في الجامعة، كنت أؤمن بالتقدم، وبأن ما تقوم به مهم، وبأن الأمور في تحسن. |
| Eskiden bu gibi detayların önemli olduğuna da inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن أن هذا النوع من التفاصيل له أهمية. |
| Ama küçük bir kızken inanırdım. | Open Subtitles | ولكني كنت أؤمن بها عندما كنت صغيرة |
| Bütün savaşlara inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن بكل هذه الحروب |
| Kontrole inanırdım. | Open Subtitles | كنت أؤمن بالسيطرة. |
| Benimle aynı şeyi istediğine inandığım bir adamla barış yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أبحث عن السلام مع الرجل الذي كنت أؤمن أنه يبحث عن نفس الشيء |
| İnandığım şeyler vardı. Yaşamak için bir sebebim vardı. Sonra onu kaybettim. | Open Subtitles | كنت أؤمن بشيء، كان لديّ هدفًا في الحياة، ولكني فقدته |
| Çocukken inandığım şeyler vardı. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا،... . كنت أؤمن في الأشياء |
| (Gülüşmeler) Uzun, çok uzun olacağına emin olduğum hayatımda zorlukların sadece dolambaçlı yollar olduğuna inanmıştım. | TED | (ضحك) لقد كنت أؤمن أن الاجتهاد كان مجرد طريق لحياة طويلة مؤكدة. |
| Sana inanmıştım it oğlu it! | Open Subtitles | لقد كنت أؤمن بك، أيها الوغد |