| Coral Palms'da güvenlik güçleri hâlâ günün erken saatlerinde hapisten kaçan Greg Stickney ve Larry Sherbert adındaki iki suçluyu arıyor. | Open Subtitles | ، ومن كورال بالمز ، رجال الشرطة مازالو يبحثون على اثنين من الهاربيين الذين فروا من السجن , سابقا هذا المساء |
| Ee, Coral, okyanus manzarası istiyorum dediğinde tüm okyanusu göreceğini tahmin etmedin, değil mi? | Open Subtitles | لذلك , كورال عندما تشاهدين منظر المحيط تعتقدين انك تملكى المحيط , اليس كذلك ؟ |
| Coral, çocuklarımızdan söz ediyoruz. | Open Subtitles | عزيزتى , كورال هؤلاء اطفالنا الذين نتحدث عنهم |
| Bazı önerilerim olabilir. Coral Gables'i dene. | Open Subtitles | يمكن لدي بعض الاقتراحات جرب كلمة كورال جابيلز |
| Doktor Holliday, OK Corral'deki silahlı çatışmadan altı yıl sonra Glenwood Springs, Colorado'daki bir sanatoryumda öldü. 36 yaşındaydı. | Open Subtitles | دوك هوليداي توفي بعد ست سنوات من حادثة اطلاق النار في حظيرة كورال |
| South Beach için iyi ama Coral Gables'da kalıyorsan, muhafazakar bir şeyler seçerdim, ben olsam. | Open Subtitles | إنها جميلة للشاطئ الجنوبي، لكن إن كنت في كورال جابلز، سأستخدم شيئا محافظا |
| Görünüşe göre bizim dolandırıcılar Coral Gables'daki bir klinikte çalışıyorlar. | Open Subtitles | ويبدو أن الدجالين بدأوا من عيادة في كورال جابلز |
| Söyle o Coral Gables sürtüğüne, beğense de beğenmese de hisselerini alıyorum. | Open Subtitles | أخبر عاهرة "كورال غابلز" تلك أنا أشتري حصتها سواء يعجبها أو لا |
| Coral Gables'da lisansını kaybetmiş bir doktor var. | Open Subtitles | هناك طبيب في كورال غابليس متورط في مشاكل |
| Sizinle Coral hakkında konuşmaya geldim, hanımefendi. | Open Subtitles | لقد جئت للتحدّث معكِ بشأنْ كورال يا سيّدتي. |
| Coral'a gününün nasıl geçtiğini sormaya devam edeceğim o da bana söylemeye devam edecek. | Open Subtitles | سأظل أسأل كورال كيف كان يومها، وستواصل إخباري. |
| Eğer Coral'ın çalışmasını istemiyorsa onun yerine de çalışmalı, değil mi? | Open Subtitles | أتعلم ماذا، لو لم يحب أنْ تعمل كورال لكـــسب لقــــمة العيش، كان سيصعّد الأمر معها، ألا تظن ذلك؟ |
| Geçen gün kapıma Coral hakkında endişelendiğin için geldiğini biliyorum, beni tehdit etmene gerek yoktu. | Open Subtitles | أتفهم أنّك عندما قصدتني ذلك اليوم فعلت ذلك حرصاً على كورال وليس بالضرورة تهديداً لي. |
| Bence özür dilemeniz gereken kişi, Coral. | Open Subtitles | أعتقد أنّ الشخص الذي يجب أنْ توجّهي له الاعتذار هو كورال. |
| Coral sana ne söyledi bilmiyorum ama her ne söylediyse, bu doğru değildi. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا قالت لكِ كورال. ولكن مهما يكن ما قالته لكِ، ليس صحيحاً. |
| Coral Gables da yolunun üzerinde olduğu için, oraya uğrayıp bir açık arttırmada kazandığım zenci heykelini almasını istedim. | Open Subtitles | ومنذ أنها ستمر من منظقة كورال غابلس سألتها أن تتوقف لجمع القليل من الشمع الأسود |
| Bay Coral geliyor, birlikte yüzüyor. | Open Subtitles | السيد كورال المقبلة، السباحة جنبا إلى جنب. |
| Küçük Havana ve Coral Gables'a elektrik verilmeye başlansa da yüzlerce ev hala karanlıkta. | Open Subtitles | المرور في شاطئ " ميامي " أعيد توجيهه الطاقةأستعيدةأخيراًفي" هافاناالصغيرة"و"كورال غابيلز" لكن مئات المنازل ماتزال مظلمة |
| - Burger Corral olayında hapisteymiş. | Open Subtitles | إذن لقد كان في السجن ''حين وقعت جريمة ''برغر كورال. |
| Altı yıl önce Burger Corral cinayetine karıştığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | إسمه ، بن وايد. حالياً لدينا أسباب للإعتقاد. بأنه كان متورطا في حادثة ''برغر كورال'' منذ 6 سنوات |
| Bütün bir ilahi korosu onu izlerken, yüreğinde bunu bir koro lideri ile yapma isteği taşımayan bir adam dünya üzerinde yok. | Open Subtitles | لا يريد ان يفعلها امام قائده كورال الكنيسه بينما كامل الكورال يشاهد اقر بذلك |
| Gospel korosu. Birisi kilisede güvercinleri serbest bıraktı. | Open Subtitles | كورال الترانيم ثم اطلق احدهم قفص من الحمام فى ساحة الكنيسة. |
| Bak, Noel yapbozundan vazgeçmeyeceğim ama kilise korosunda ilahi söylemek konusunda biraz esneklik yapabilirim. | Open Subtitles | إسمع. لن أتخلى عن أحجية الكريسماس لكن هناك مساحة للتفاوض بشأن الترانيم مع كورال الكنيسة |