Binbaşı Coker önemli olmadıklarını söyledi sanıyordum, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أن الرائد كوكر قال بأنها لم تكن مهمة؟ |
Binbaşı Coker Amerikan Hava Kuvvetleri'nden. | Open Subtitles | اسمعي , كان الرائد كوكر في سلاج الجو الامريكي |
Sokak pazarından geldiler ve Köker'e doğru gittiler ve bir soba taşıyorlardı. | Open Subtitles | لقد جاؤوا من سوق الشارع وذهبوا مباشرة إلى "كوكر" وأخذوا طباخة معهم. |
Afedersin hanım, bu yol Köker'e gider mi? | Open Subtitles | المعذرة يا سيدة. هل يؤدي هذا الطريق إلى "كوكر"؟ |
Yatakta Cocker spaniel cinsi köpekten daha az yer kaplayan bir adamla uyumanın bile artıları vardı. | Open Subtitles | أنا أستطعت ان أرى مزايا .. في النوم مع رجل يأخذ أقل مساحة على السرير من . "كلب "كوكر سبانيال |
Cooker, sana eşyaları karavana koy demiştim ben. | Open Subtitles | كوكر, لقد قلت لك أن تضع هذه الأغراض في المقطورة |
Nigel Coaker'ın "İzenecek yüzler" yazısına seni yazdırmayı düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنان علينا أن نطلب من (نايجل كوكر) أن يكتب في صحيفته " أوجه للمشاهدة". |
Binbaşı Coker'a aferin, ancak ona bulunduğum yerden memnun olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | جيده للرائد كوكر لكن أخبره أنا بخير حيث أنا |
Binbaşı Coker epey hayal kırıklığı yaşayacak. | Open Subtitles | الرائد كوكر ذاهب للذين سيصابون بخيبة الامل |
Bu nedenle binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | لذا , الرائد كوكر طلب من كل مواطن بصير أو أعمى ان يساعدهم في محاربتهم |
Binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | الرائد كوكر طلب أن كل مواطن يساعدهم في الحرب سواء بصير أو أعمى |
Binbaşı Coker hem gören, hem göremeyen tüm vatandaşların onlarla mücadeleye yardım etmesini istiyor. | Open Subtitles | الرائد كوكر طلب كل مواطن مبصر أو اعمى أن يساعدهم في الحرب |
Pekala, Binbaşı Coker, Bill'den başka bir Triffid saldırısı için yardım istedi. | Open Subtitles | حسنا , الرائد كوكر احتاج إلى بيل للمساعدة من وقوع هجوم أخر من قبل الترايفد |
- Başka bir yol yok mu? - Köker'e sadece ordan gidilir. Çok sağol. | Open Subtitles | يجب أن تسلك ذلك الطريق للذهاب إلى "كوكر". |
Bu yol Köker'e gider mi biliyor musunuz? | Open Subtitles | أرجو المعذرة، هل يوصل هذا الطريق إلى "كوكر"؟ |
Köker'de çok kurban var mı, biliyor musunuz acaba? | Open Subtitles | هل تعلمين اذا كان هناك كثير من الضحايا في "كوكر"؟ |
Küçükhanım, bu yok Köker'e gider mi? | Open Subtitles | ابنتي العزيزة، هل يوصل هذا الطريق إلى "كوكر"؟ |
Buradan Köker'e bir yol var. | Open Subtitles | -إلى "كوكر ". من هناك، توجد طريق توصل إلى "كوكر"، إذا يناسبك. |
Jetta'da Cocker Spaniel cinsi. | Open Subtitles | "نوعه "كوكر سبانيل" في سيارة من نوع "جيتا |
'Soyunda Cocker Spaniel, Golden Retriever, Bouvier des Flanders...' | Open Subtitles | سلالتها تتضمن الكلب (كوكر) و المسترد الذهبي ( و (بوفي دي فلاندريس |
Cooker'ın Andrew Inouye'i bizim önümüzde vurma sebebi onu gözaltına almaya gelmiş olmamızdı. | Open Subtitles | اطلق كوكر النار على اندرو اينوى امامنا لاننا كنا نجلبه الى احتجاز وقائى، إنه ليس مجرد قومى كندى متطرف |
Nigel Coaker her hafta "Meet the Press" te. | Open Subtitles | (نايجل كوكر) في "أجتماع الصحافة" مرة كل اسبوعين. |
Tahran'ın yaklaşık 400 kilometre hayır, 350 kilometre kuzeyinde geçen yıl depremin her şeyi yerle bir ettiği Koker'deyiz. | Open Subtitles | نحن في كوكر تقريباً 400 كلم لا ، 350 كلم شمال طهران حيث حطم زلزال العام الماضي كل شيء |
George Cukor ve Fransız filmleriyle ilgili bir şeyler karalamam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ كتابة نبذة عن (جورج كوكر) لمقدمة أفلام |
Tabii ki dükkanı kurmak için terk edilmiş bir metro istasyonunu seçmiş. | Open Subtitles | بالطبع هذا الشخص يستخدم محطة أنفاق مهجورة كوكر بالطبع |