| Evlenip Connecticut'a taşındılar Şimdi harika bir koca ve baba. | Open Subtitles | تزوجوا، وانتقل الى كونيتيكت وانه هو هذا الزوج مذهلة والده. |
| LM: Şu anda Connecticut Üniversitesi'nde okuyorum | TED | لوك: حسناً، انا الآن أدرس في جامعة كونيتيكت. |
| Mildred Connecticut'ta bir fabrika işçisi. | TED | ميلدريد هي عاملة في مصنع في ولاية كونيتيكت |
| Bu işe yaradı ve 1962'de bilgisayar Connecticut eyaleti şampiyonunu yendi. | TED | وبالفعل نجحت فكرته وفي عام 1962 فاز هذا الكمبيوتر ببطولة ولاية كونيتيكت |
| Connecticut eyaleti halkının John Waldron'a karşı davası hızla ilerletildi. | Open Subtitles | قضية شعب ولاية كونيتيكت ضد جون والدرون تقدمت سريعا |
| Hayır, Pomfret, Connecticut. Adımı annemden almışım. | Open Subtitles | لا، بومفريت، كونيتيكت أنا سميت بعد والدتي |
| Connecticut Caddesi, Wisconsin, park doğrultusundaki tüm yolları kapatın. | Open Subtitles | اغلقو جميع الشوارع المتداخلة لشارع كونيتيكت على الخط , من ويسكونسن الى الحديقة. |
| Her taşınma etkiler insanı. Hele ilgi alanı aileyle sınırlı olmayan bir kadın için şehirden kırsala taşınma Sibirya gezisi gibidir. Westport, Connecticut deyince aklınıza ne geliyor? | Open Subtitles | انا مش مبسوطه هنا. لامراه ليها اهتمامات غير العائله ايه رايك لو قولت يستبورت ، كونيتيكت? |
| Fakülteden Connecticut'taki numaranı aldım. | Open Subtitles | آمل بأنّك غير منزعج فقسم الإنجليزي أعطوني رقمك في كونيتيكت |
| Büyükbabamı görmeye Connecticut'a gideceğim. | Open Subtitles | أنا ستعمل الذهاب لرؤية جد بلدي في ولاية كونيتيكت. |
| Geldiğimiz yerler Silikon Vadisi, Connecticut, Nebraska, Hollywood, Maine. | Open Subtitles | اذن فلدينا سيليكون فالي,نيبراسكا كونيتيكت هوليوود,مين |
| Connecticut'ta daha iyi bir yangın olduğunu duysan bile. | Open Subtitles | حتى لو كنت تعرف هناك أفضل نار في ولاية كونيتيكت |
| Bir hafta sonu, hepimiz Connecticut'taki hoş bir otelde toplandık. | Open Subtitles | وهكذا وفي أحد العطل اجتمعنا كلنا في فندق ساحر بولاية كونيتيكت |
| Connecticut'taki güzel evimizden Bronx'taki tehlikeli bir bölgeye gönderdi ve evsizlere battaniye dağıtmam için zorladı. | Open Subtitles | لأنني لم أقبل بمدرسة يال الدينية والدي لم يبدي أي تعاطف عوضا عن ذلك, أخذني بالسيارة من منزلنا الجميل في كونيتيكت |
| Connecticut'ı, Kennedy 9.00'da aldı. | Open Subtitles | حسم كينيدي ولاية كونيتيكت قبل الساعة التاسعة |
| Kep feryatları atan biri olarak intikam için bir Connecticut gezisiyle ilgileneceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد بأنك قد تهتهم برحلة "إلى "كونيتيكت فكما نرى القلنسوة .قد دست للإنتقام |
| Birlikte çalıştığım adam yükleme yapar Connecticut'taki Kızılderili gazinosuna giderdi. | Open Subtitles | الفتى الذي عمات معه اعتاد على التحميل والذهاب للملهى الهندي في ولاية كونيتيكت |
| Evet, normalde yaz tatilimi Connecticut'ta annemle geçirirdim. | Open Subtitles | نعم.عادة أمضي الصيف في كونيتيكت مع والدتي، |
| Boktan Connecticut'ın boktan bir kasabasında büyümüş. | Open Subtitles | ترعرع في كونيتيكت في بلدة مقززة في كونيتيكت المقززة |
| Connecticut'ta bir dans şirketinin kuruluşuna yardım ediyorum. | Open Subtitles | انا اساعد في بناء شركة للرقص في كونيتيكت |
| Connecticutlı zengin çocuk buraya geliyor ve nasıl oluyor da alt kesimle ilgili atıp tutuyor. | Open Subtitles | ( كيف لرجل غني من ( كونيتيكت يأتي إلى هنا الآن يتحدث عن تفاهة الحرمان ؟ |