| Ve sonunda İsa'nın kuzey kutbundaki evinde nasıl hissettiğini biliyorum. | Open Subtitles | وأخيراً أشعر كيف يشعر عيسى في منزله في القطب الشمالي. |
| Yemeye başladığınızda ve bitirdiğinizde bedeninizin nasıl hissettiğini düşünün ve ne zaman durmanız gerektiğine açlık hissinizin karar vermesine izin verin. | TED | فكر حول كيف يشعر جسمك عندما تبدأ تناول الطعام، وعندما تتوقف، واسمح بجوعك ان يقرر متى ينبغي القيام به. |
| Belki de babanın ne hissettiğini, anlamak bir lütuftur ha. | Open Subtitles | حسناً ، ربما تكون هذه نعمة لرؤيه كيف يشعر أبي. |
| Babamın, hakkımda neler hissettiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف كيف يشعر أبي حيالي أنت لا تعرف أي شيء |
| Sempati başkasının hislerini anlamak demek. | Open Subtitles | المشاركة الوجدانيّة هو أن تفهم كيف يشعر أحداً ما. |
| Bayan LaRue, Bay Wallen'ın yemeklerimiz hakkında ne düşündüğünü zaten biliyorsunuz. | Open Subtitles | سيدة لارو أنتِ بالفعل تعلمين كيف يشعر السيد والين حيال طعامنا |
| Sizce o, kendini nasıl hissediyor? | Open Subtitles | كيف يشعر الآن برأيك؟ |
| Diğerleri ne hissediyor bilmiyor olabilirim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف يشعر المواطنين الآخرين ولكن |
| Belki şimdi benim topluluğumun Orca'nın ihanetinde nasıl hissettiğini anlamışsındır. | Open Subtitles | ربما الآن عليك أن تعرف كيف يشعر اعتزازي بعد خيانة من أوكرا لهم. |
| Git gide şişmanlıyor! nasıl hissettiğini biliyorum! Vay canına. | Open Subtitles | لقد أصبح سمينا أعرف كيف يشعر واو إنظر إلى ذلك |
| Yakınlarınızın gerçekte nasıl hissettiğini öğrenmek şaşırtıcı olabilir. | Open Subtitles | كم هو مدهش دائما عندما تعلم كيف يشعر الأشخاص الذين حولك |
| Biri beni dinliyor! Artık radyoların nasıl hissettiğini anlıyorum. | Open Subtitles | شخص يستمع إليّ الآن أعرف كيف يشعر الراديو |
| Cesetten kurtulma şekli genelde onlar hakkında nasıl hissettiğini gösterir. | Open Subtitles | طرق التخلص تعكس عادة كيف يشعر الشخص تجاههن |
| Onun nasıl hissettiğini düşünsene. | Open Subtitles | حسناً، عليك ان تُفكر كيف يشعر أعنيّ, لقد ألقيّ القبض عليه في الشارع |
| Aniden, herkesin ne hissettiğini anlamıştım. | Open Subtitles | فجأة ، أصبحت أعرف كيف يشعر أي شخص آخر فجأة ، أصبحت أعرف كيف يشعر أي شخص آخر |
| Kim olduğunu anlamak için sabaha ne hissettiğini bir görelim. | Open Subtitles | الذي بدا هو، دعنا نرى كيف يشعر في الصباح |
| Bu muhasebecin için de geçerli olsaydı, yaptığı her hata birinin ölümüyle sonuçlandığında ne hissettiğini görürdün. | Open Subtitles | الماضي هو محاسبك أنظر كيف يشعر إن كان كل خطأ أرتكبه مات رجل بسببه |
| Teksaslıların lise futbolu için neler hissettiğini biliyor musun? | Open Subtitles | انت تعلم كيف يشعر التيكسانيين حول مدارسهم الثانوية لكرة القدم نعم |
| Yüzlerine bakarken benim hakkımdaki gerçek hislerini gözlerinden okumak muhteşemdi. | Open Subtitles | كما تمعّنتُ في وجوههم.. كان شعوراً عجيباً رؤية كيف يشعر الجميع حقيقةً بشأني |
| Hakkında ne düşündüğünü bilerek bunun iyi bir plan olduğu söyleyebilirim. | Open Subtitles | معرفة كيف يشعر تجاهكِ سأقول أن هذه خطة جيدة |
| Bugün herkes kendini nasıl hissediyor? | Open Subtitles | كيف يشعر الجميع اليوم؟ |
| Sanırım Başkan'ın endişelerini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّني أفهم كيف يشعر الرئيس. |
| Artık bunun nasıl hissettirdiğini biliyor ve bu veriyi bir başkasının üstünde uyguluyor. | Open Subtitles | والآن هو يعلم كيف يشعر أحد به وهو يطبق هذه البيانات على شخص آخر |
| Dean, babalar çocukları burs kazanınca ne hisseder biliyorsun? | Open Subtitles | ( (دين, أتعلم كيف يشعر الأباء عندما يسجل أحد أبنائهم هدفاً في مباراة؟ |
| Kardeşini görünce nasıl hissediyordur acaba? | Open Subtitles | خسرت قدماها بـ حادث إصطدام و هرب كيف يشعر حينما يراها ؟ |