| Caleb de Reid de bu gece seni kesiyordu. Ben olsam, Caleb'e takılırdım. | Open Subtitles | ان "كيلب" و "ريد" كانا يتغازلان فيك , لو كنت انا ساختار "كيلب"ّ |
| Yükselirken kazandığın bu yeni güç korkutucu, değil mi, Caleb? | Open Subtitles | هو مخيف يا "كيلب"؟ هذه طاقة جديده تستقبلها وانت تعتلي |
| Caleb de Reid de bu gece seni kesiyordu. Ben olsam, Caleb'e takılırdım. | Open Subtitles | ان "كيلب" و "ريد" كانا يتغازلان فيك , لو كنت انا ساختار "كيلب"ّ |
| Yükselirken kazandığın bu yeni güç korkutucu, değil mi, Caleb? | Open Subtitles | هو مخيف يا "كيلب"؟ هذه طاقة جديده تستقبلها وانت تعتلي |
| Caleb, 12 senedir bu sana işkence ediyor. | Open Subtitles | كيلب ، لقد ظل هذا الأمر يعذبك منذ 12 عاماً |
| Caleb, Tanrı'ya yemin ederim ondan şu an kurtul ya da şu kapıdan çıkıp gidebilirsin. | Open Subtitles | كيلب أقسم لك ، تخلص من هذا الشيء الآن أو لا تدع الباب يصفعك على مؤخرتك في طريقك للخروج |
| Caleb, Maya'nın çantasını sen yanına almalısın bence. | Open Subtitles | كيلب ، أعتقد أنك يجب أن تأخذ حقيبة مايا معك |
| Mona'yı alaşağı etmek için Caleb'la çalışan o. | Open Subtitles | انها الوحيده التي تعمل مع كيلب على الأيقاع بمونا |
| Bak, bir ilişki aramıyordum. Caleb'ı arıyordum. | Open Subtitles | حسنا,لم اكن ابحث عن الرومنسيه , كنت ابحث عن كيلب |
| Caleb ile ayrıldığınızda, kendini odana iki hafta kapattın ve tek yediğin şey eskimo turtasıydı. | Open Subtitles | بالتأكيد عندما انتي و كيلب انفصلتوا أقفلتي على نفسك في غرفتك , ل أسبوعين وكل ما أكلتيه فطائر الإسكيمو |
| Hayır, Caleb'ın amcası Jamie'nin nerede çalıştığını bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا , انا فقط اريد أن أعرف اين يعمل عم كيلب |
| Bak, eğer doğru bile olsa, neden Caleb'den önce öğrenmek istiyorsun? | Open Subtitles | انظري , حتى لو كانت الحقيقه لماذا تريدين أن تعرفي قبل كيلب ؟ |
| "Tanrım, Caleb. Bu bağımsız rock müzik bir acayip." | Open Subtitles | مرحى يا كيلب موسيقى الـ إيندي روك هذه صارخة |
| Caleb, bunu tek başına halledemezsin. Diğerlerine gitmeliyiz. | Open Subtitles | لا تستطيع فعل ذلك يا "كيلب"ّ لوحدك علينا ان نكون معاً |
| Caleb, bunu tek başına halledemezsin. Diğerlerine gitmeliyiz. | Open Subtitles | لا تستطيع فعل ذلك يا "كيلب"ّ لوحدك علينا ان نكون معاً |
| Caleb, ona işaret dilinde bir şeyler gösteriyor. | Open Subtitles | كيلب يريها شيئأً بلغة الإشارات |
| Caleb ona beden dilinde bir şeyler gösteriyor. - Özür dilerim. | Open Subtitles | كيلب يريها شيئأً بلغة الإشارات |
| O yüzden benim eleman Caleb'de seninle gelmediği müddetçe, hiçbir şey yapamazsın. | Open Subtitles | لن تقوم بأية حركة, إلا إذا كان فتاي (كيلب), هناك لكي يراها |
| Caleb, Rivera'nın arabasını ve malını aşırdı ve suçu Taylor kardeşlere yıktı. | Open Subtitles | إذن (كيلب) سرق سيارة (ريفير), والمخدرات وقد ترك آل(تايلور) يتحملون ذنب فعلته |
| Caleb'in arabayı çaldığını biliyoruz. Yapmamız gereken tek şey, bunu ispat etmek. | Open Subtitles | إنظر, نحن نعلم أن (كيلب) ذاك سرق السيارة, والأن علينا إثبات ذلك |
| Onları Kaliforniya'daki Kelp yosunları ormanına kamp yapmaya götürdüm. | TED | وأخذتهم مرة للتخيم في غابات كيلب في كاليفورنيا |