"كَانَ عِنْدَنا" - Traduction Arabe en Turc

• geçirdik
• yaptık
• olsaydı

Kızlarımdan biriyle yaklaşık bir yıl boyunca oldukça güç zamanlar geçirdik
كَانَت أحدى بناتِي لمدة سَنَة تقريباً كَانَ عِنْدَنا وقت صعب مَعها

Özür dilerim Daphne. Hepimiz korkunç bir gece geçirdik. Ama haklısın.
قَدْ كَانَ عِنْدَنا أمسياتُ مُخيفةُ لَكنَّنا يَجِبُ أَنْ نُفكّرَ بشأن روز.

Çok zor bir yolculuk geçirdik.
كَانَ عِنْدَنا مثل هذه الرحلةِ القفّازةِ.

Baba, lütfen Noel süsleriyle ilgili bir anlaşmamız yaptık.
الأَبّ، رجاءً، أَعتقدُ بأنّنا كَانَ عِنْدَنا إتفاقية حول الزينةِ.

Baba, bu yılki Noel dekorasyonu konusunda anlaşma yaptık
الأَبّ، كَانَ عِنْدَنا إتفاقيةُ حول زينة عيد الميلادَ هذه السَنَةِ.

Bayağı etkilenmişe benziyorlar. Keşke bir de filimiz olsaydı.
يَبْدونَ معجبينَ، سيدي أَتمنّى بأنّنا كَانَ عِنْدَنا فيلُ.

- Keşke konuşacak daha çok zamanımız olsaydı.
شكراً لكم. أَتمنّى حقاً كَانَ عِنْدَنا وقتُ أكثرُ لكَلام،

Biz Dinah Shore turnuvasında en iyi zamanımızı geçirdik.
أوه، نحن فقط كَانَ عِنْدَنا أفضل وقتِ في ذلك شاطئِ دينا يُشاركُ.

İki güzel, iki de kötü yıl geçirdik. Ama aynı anda değil.
كَانَ عِنْدَنا سنتان جيدتانُ وسنتان سيئتان، لكن لَيسَ في نفس الوقت.

Annenizin dikkatimi dağıtması sonucu ufak bir kaza geçirdik ve ne olursa olsun yola çıkacağız?
كَانَ عِنْدَنا تلك الحادثةِ الصَغيرةِ، تَعْرفُ، عندما أمّ صَرفتْ إنتباهني نحن هَلْ كُنّا إنسِحاب ؟

Zor bir gün geçirdik, ama eminim ki tüm bunları geride bırakabiliriz...
الآن، أَعْرفُ بأنّنا كَانَ عِنْدَنا في العراء يوم... ... لكنأَنامتأكّدُنحنيُمْكِنُأَنْنَضِعَكُلّذلك خلفنا و...

Karan, harika bir tatil geçirdik. Seni çok özledik.
هاى كاران، كَانَ عِنْدَنا عطلة عظيمة وفاتك منها الكثير

- Ama bu konuşmaları yaptık.
إنّ الشيءَ، كَانَ عِنْدَنا تلك المحادثاتِ.

İlk önce kimin geleceğini seçmemiz için içeride para atışı yaptık.
كَانَ عِنْدَنا رمية عملة معدنيةِ لتَقْرير من يَذْهبُ أولاً

- Korunmadan seks yaptık ve sanırım hamile olabilirim.
كَانَ عِنْدَنا جنس بدون وقايةُ، وأعتقد أنني ربما قَدْ أَكُونُ حبلى.

- Bu tartışmayı daha öncede yaptık.
- كَانَ عِنْدَنا هذه المُناقشةِ قبل ذلك.

Biraz daha zamanım olsaydı...
إذا نحن فقط كَانَ عِنْدَنا وقتُ أكثرُ...

Bir bebeğimiz olsaydı, beraberliğimizin bir anlamı olurdu.
إذا كَانَ عِنْدَنا a طفل، هو يُصبحُ مفهوماً لِكي يَكُونَ سوية.

Biliyorum. Eğer bir TV'miz olsaydı bunlar yaşanmazdı.
لَكنَّك تَعْرفُ، لا شيئ من هذا سَيَحْدثُ إذا كَانَ عِنْدَنا a تلفزيون.

Kelso, kredi kartımız olsaydı, kapıyı kırmak için gidip bir balyoz alırdık.
كيلسو، إذا كَانَ عِنْدَنا a بطاقة إئتمان، نحن يُمْكِنُ أَنْ نَشتري a مطرقة ثقيلة وتُحطّمُ البابَ.