| Montreal'de iki hafta kadar geçirmeyi planlarken, hayatının Kırk yılını burada geçirdi. | TED | مرّ عبرَ مونتريال، وكان من المفترض أن تستمر زيارته لأسبوعين، لكن انتهى به المطاف بالبقاء فيها لأربعين سنة. |
| Romalılar. Kırk yıldır askerim. Ülkemi başarıyla korudum. | Open Subtitles | يا روما، لقد كنت جنديًا لأربعين سنة وكرّست قوة بلادي وسؤددها |
| Oğlunu görmek için Kırk dakika mobilet kullanamazsın. | Open Subtitles | لايمكنك القيادة لأربعين دقيقة على دراجتك الصغيرة للذهاب لرؤية طفلك |
| Alıp da haftada Kırk saat ve aylarca üzerinde oturmadan anlayamıyorsun. | Open Subtitles | حتى تجلسين فيه لأربعين ساعة في الشهر شهراً بعد شهر لكن عندها لن تستطيعي إعادته |
| Hadi bre çekil oradan. Kırk yıllık mahalleme çıkamayacak mıyım ben? - Akıllara bak sen! | Open Subtitles | هيا، ألا يمكنني السير في الحارة التي عشت بها لأربعين عاماً؟ |
| Kırk yıldır yanlış kapıyı çalıyorsun. | Open Subtitles | لأربعين عاماً، انت تسيرين في الطريق الخطأ |
| Yani Kırk yıl önce kesilip bir kenara atılan bir dil bu. | Open Subtitles | أقصد، لسان مقطوع ومخزن لأربعين سنة |
| Kırk yıl boyunca senin sayende buralara gelebildim. Ben düşündüm ki... | Open Subtitles | استغليت علاقاتك بالآخرين لأربعين سنة |
| Onunla Kırk yıl yaşadım. | Open Subtitles | عشت معه لأربعين سنة. |
| "Kırk gün boyunca diğerlerinin şiddetine maruz kaldım" der gibi. | Open Subtitles | "أرهبني الآخرين لأربعين يوماً" |
| "Kırk gün boyunca diğerlerinin şiddetine maruz kaldım" der gibi. | Open Subtitles | "أرهبني الآخرين لأربعين يوماً" |
| Kırk yıldır birbirinizle hiç konuşmadınız. | Open Subtitles | أنتما لم تتحدثا لأربعين عاما ! |