| Daha çok gencim, yapacak daha bir sürü işim var. | Open Subtitles | أنا صغير , لا زال أمامي الكثير من الأشياء لأفعلها |
| O günden sonra yapacak başka şeyler buldum. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين ، عثرت على أشياء أخرى لأفعلها |
| Sen olmasaydın yapamazdım. Öfke, toplu histerinin bir semptomudur. | Open Subtitles | لم أكن لأفعلها بدونك الغضب إحدي أعراض الهيستريا الجماعية |
| Dün yapmam gereken şeyler var. | Open Subtitles | أمس ؟ لا يمكننى ذلك إن لدى أشياء لأفعلها أمس |
| Ben yapardım, ama o basit giysiyi giymektense ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | كنت لأفعلها بنفسي لكني أفضّل الموت عن إرتداء هذا الرداء الرخيص |
| yapacak o kadar işimin arasında, bir de bu gece randevum var. | Open Subtitles | و مع وجود مئات الأشياء لأفعلها على تحديد موعد الليلة |
| Eğer gelmeyecekse, yapacak önemli işlerim var. | Open Subtitles | لو لم يأتى, انا لدى اعمال اخرى مهمة لأفعلها. |
| Belli ki Artie hâlâ tavır sergiliyor ve benim de, hastanede oturup küfür yemekten başka yapacak daha iyi işlerim var. | Open Subtitles | لدي أمور أفضل لأفعلها عوضًا عن الجلوس في المستشفى والتعرض للإساءة |
| yapacak işlerim var. Beni anlayacak biri varsa... | Open Subtitles | لديّ بعض اشياء لأفعلها لقد فكرت بأن لو أن أيّ أحد سيتفهم |
| Kuşkusuz yapacak çok şey var. | Open Subtitles | متأكد بأن ورائي الكثير من الأعمال لأفعلها |
| - Sağ ol koç. Sen olmasan yapamazdım. | Open Subtitles | شكرا ، كوتش ، لم أكن لأفعلها دون مساعدتك |
| Bak, keşke bütün övgüyü üzerime alabilseydim ama bunu babanın yardımı olmadan yapamazdım. | Open Subtitles | أنصتي أتمني لو أنال كل الفضل لكن بأمانة , ما كنت لأفعلها بدون مساعدة والدكِ |
| Harika ve çok sabırlı bir denetleme subayım olmadan yapamazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأفعلها بدون ضابط مشرف عظيم وصبور للغاية. |
| yapmam gereken bazı işler var, sonra gelip seni kulüpten alırım. | Open Subtitles | لدي بعض الامور لأفعلها ثم سآتي وآخذك من النادي |
| Her dakika annemle ilgili bir şey yapmam gerekiyordu. | Open Subtitles | أشياء لأفعلها كل دقيقة كان عليّ أن أفعلها مع أمي |
| Sanırım eve gidebilirim ama burada yapmam gereken önemli işlerim var. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكنني العودة للمنزل، ولكن ثمّة أشياء كثيرة مهمة لأفعلها هنا |
| Bak, ben kendim de yapardım, ama doktor kesin olarak uçmamı yasakladı. | Open Subtitles | أنا أعني,إنظر كنت لأفعلها بنفسي لكنني تحت أوامر الطبيب الصارمة بعدم الطيران |
| Kendim yapardım, ama artık beni dinlemiyor. | Open Subtitles | كنت لأفعلها بنفسي، لكنّه لم يعد يستمع لي. |
| Bunun farklı olması için yapabileceğim bir şey olsaydı, milyon defa yapardım. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء كنتُ لأفعلها بطريقة مختلفة، لو استطعت |
| Yani, benim Philly'de yapacağım çok işim var ve eminim seninde öyledir. | Open Subtitles | أشعر كأنني لدي العديد من الأشياء لأفعلها في فيلي لذا يمكننا فقط |
| Kısacası, sizler olmadan başaramazdım. | Open Subtitles | على كل حال، لم أكن لأفعلها بدونكم |
| Şirkete indirim yapmasa, bu işi yapmazdım. Şuraya yeterince meyve maketi konmamış. | Open Subtitles | لم أكن لأفعلها لولا التخفيض في سعر الورق , إنّه لا يروقني |
| Bir milyon dolara gerek olmadan içinde seks olan her şeyi yaparım. | Open Subtitles | سأفعل أي شي جنسيا لا أحتاج مليون دولار لأفعلها حتى |
| Asıl sen bana asla ama asla yapmayacağım şeyler yaptırdın. | Open Subtitles | بل أنتَ مَن جعلني أقوم بأعمال ما كنتُ لأفعلها أبداً أبداً |