| Hayır, beni öldürmeye çalışan suçlunun üzerine nasıl atlayıp beni kurtarmaya çalıştığını anlattım. | Open Subtitles | بحياته لأنقاذي من مضطرب عقلياً حاولَ قتلي. |
| Arkadaşıyla birlikte beni kikloptan kurtarmaya geliyorlardı. | Open Subtitles | هو وصديقه كانوا في طريقهم لأنقاذي من سايكلوبس |
| Beni kurtarmaya geldin. Çok tatlısın. | Open Subtitles | يالك من رجلاَ لطيف جئت لأنقاذي |
| Büyük abi beni kurtarmak için suya atlamıştı ama nerdeyse boguluyordu. | Open Subtitles | أخي الكبير قفز إلى الماء لأنقاذي ولكنه أوشك على الغرق |
| Yine de beni rahatsız eden şey beni kurtarmak için onunla gittiğin ve sana zarar verebileceğini bilmek. | Open Subtitles | أنه يقلقني أيضاً بأنك ذهبت معه من أجلي معرفة انكِ ذهبتي معه لأنقاذي معرفة أنه لربما كان ليؤذيكِ |
| Cadı olmakla suçlanmıştım ve Jamie yine beni kurtarmaya geldi. Yüzbaşı Randall... | Open Subtitles | ومره أخرى أتى جايمي لأنقاذي ...الكابتن راندال |
| Beni kurtarmaya hiç kimse gelmeyecekti. | Open Subtitles | و أن لا أحد سيأتي لأنقاذي |
| Beni kurtarmaya geldiğin için sağ ol. Evet. | Open Subtitles | شكراً لأنك أتيت لأنقاذي |
| Abbie beni kurtarmak için kendini feda etti, inan bana, hepimiz onu bulmak istiyoruz. | Open Subtitles | لقد قامت آبي بالتضحية بنفسها لأنقاذي لذا ، ثق بي نحن جميعاً نريد العثور عليها |
| Benim hayatımı kurtarmak için neden yapamıyorsun aynısını? | Open Subtitles | لما لايمكنك إستخدام نفس العمليه لأنقاذي |
| Beni kurtarmak için her şeyini riske attı. | Open Subtitles | لقد خاطر بكل شئ لأنقاذي |