Gerçek bir erkek olmaya ihtiyacım yok. Ben bir aktörüm. | Open Subtitles | أنني لست في حاجة لأن أكون رجل حقيقي أنني ممثل. |
Zavallı ben, ...alışılmadık bir biçimde sakinim, ...hissiz çocuklar gibi olmaya başlıyorum. | Open Subtitles | يالا فقري أنا هادئة بصورة غير عادية اقرب لأن أكون طفلة عديمة الشعور |
Buraya kadar geldiğime göre, artık düşmanın olmak için bir sebebim yok. | Open Subtitles | ، الآن بعد جئت لهذا الحد ليس لدي سبب لأن أكون عدوك |
Ah, evet, kalem olacak ki, sağ vanquishing şeytanlar arasında ve ebe olmak için eğitim. | Open Subtitles | أوه حسناً ، سأدون هذا إلى جانب القضاء على الأشرار و أتدرب لأن أكون قابلتك |
Her şeyde en iyisi olma takıntımı sonunda bırakırım ve kendimden ve başkalarından nefret etmeyi bırakırım sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتُ أنّني سأتوقّف في نهاية المطاف عن التوجّس لأن أكون الأفضل بكل شيء وكل الأسباب التي يجب أن أكره نفسي والجميع |
Her şeyden çok, konser piyanisti olmayı istedim. | Open Subtitles | فى وقتِ ما, كُنتُ أهفو لأن أكون عازِف بيانو. |
Evet ailen bana kaba olmam için para ödüyor. | Open Subtitles | أجل . هذا ما يدفعه لي والداك لفعله لأن أكون لئيمة |
Evet kesinlikle. Ben de favori olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد فعل هذا، وأنا فخورة لأن أكون المرشحة المفضلة للفوز |
Onun yanında olmaya söz verdim... sen de çok tatlısın. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً لأن أكون دائماً معها وأنت . . |
O bölgeye el attıklarında etrafta olmaya hiç niyetim yok. | Open Subtitles | ليس لي نية لأن أكون مع حولي أي ذهبوا وأين يذهبون |
Cömert olmaya bile hazırdım ve siz cömertliğime hakaret ettiniz. | Open Subtitles | وأيضاً كنتُ مستعدّاً لأن أكون كريماً، ومِن ثم قمتي بإهانة كرمي. |
Rahatsız olmadan onun çevresinde olmaya alışmam lazım. Gecen nasıldı? | Open Subtitles | أحتاج لأن أكون قادرة على التواجد حولها دون أن أشغل بالي بالأمر، كيف كانت ليلتكِ؟ |
Rahatsız olmadan onun çevresinde olmaya alışmam lazım. Gecen nasıldı? | Open Subtitles | أحتاج لأن أكون قادرة على التواجد حولها دون أن أشغل بالي بالأمر، كيف كانت ليلتكِ؟ |
Daha iyi bir öğretmen olmak için nasıl savaştığımı bilemezsin. | Open Subtitles | ليس لديك أية فكرى عن الكفاح الذي خضته القتال لأن أكون أفضل معلمة |
Morun beni soluk gösterdiği ve gözlerimin süper model olmak için ideal ayrıklıkta olduğunu bildiğim kadar iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعلم كعلمي أن الأرجوان يغسلني وأن عيناي تبعد نفس المسافة بالضبط لأن أكون عارضة |
Bu o kadar hoşuma gitti ki altı ay içinde dünyanın etrafını yalnız başına en hızlı turlayan kişi olmak için tekrar dünyanın etrafını turlamaya karar verdim, fakat bu sefer bir yarışta değil. | TED | أحببت ذلك بشدة لدرجة أنه خلال ستة شهور قررت الذهاب حول العالم مرة آخرى، لكن هذه المرة ليس في سباقٍ: بل في محاولة لأن أكون أسرع شخص يُبحر حول العالم وحيدا وبدون توقفٍ. |
İlki, birey odaklı mükemmeliyetçilik, bunlar nedensiz yere mükemmel olmak isterler: "Olabildiğince mükemmel olmak için çabalamalıyım." | TED | الأول هو الكمالية الدافعة من الذات الرغبة غير المنطقية في أن تكون مثالي "أنا أسعى لأن أكون مثاليًا بقدر ما يمكنني" |
O zamana kadar da senin düşünmen gereken taşıyıcı olma ihtimalimin çok ama çok düşük olduğu. | Open Subtitles | و إلى ذلك الحين، عليك أن تتذكري هناك إحتمال صغير صغير جداً لأن أكون ناقلاً |
Özgür bir kadın olma hayalime dokunamaz. | Open Subtitles | لا يمكنه لمس حلمي لأن أكون سيدة حرة |
- Öyle, ama bir gün bana âşık olmayı ümit eden bir adamdan daha iyisini hak ediyorum. | Open Subtitles | نعم, نحن كذلك.. لكن أستحق لأن أكون مع شخص ما ليس بحاجة لأن يقلب أصابعه ويأمل في أن يغرم بي ربما, في يوم ما |
Yazar olmayı düşünüyorum. Geleceğim pek parlak gözükmüyor. Öksüz olmak vb. | Open Subtitles | كنت أخطط لأن أكون كاتبه لا أعتقد حقاً أنه لدي مستقبل الآن، كوني يتيمه و كل ذلك |
Büyük olmam için bir şansım var ve o şans da şu an elimde. | Open Subtitles | لدي فرصة لأن أكون عظيماً، وفرصتي هي الآن |
VR oyununun bir parçası olmaktan dolayı heyecanlıyım. | Open Subtitles | لأن أكون متحمساً جداً لأكون جزءاً من مشروعك للواقع الإفتراضي. |
Onunla konuşan ben olmalıyım. | Open Subtitles | لوو, أنا بحاجه لأن أكون الشخص الذى سيتحدث معه |