| Kötü niyetli ağızlar, Hayatında ilk defa... aşık olduğunu bile söylüyorlar. | Open Subtitles | حتى أن الألسنة الحاقدة تقول أنه يُحب لأول مرة في حياته |
| Ve Hayatında ilk defa kaçınılmazı ve Tanrı'yı düşündüğünü söylemiş. | TED | وقال لأول مرة في حياته أنه كان قد فكر في الموت وفي الله |
| Hayatında ilk defa, cebinde biraz parası var. | Open Subtitles | و لأول مرة في حياته ، كان لديه القليل من المال في جيبه. |
| İkincisi ve en çok kafasını kurcalayan ise Hayatında ilk kez birisi ona ihanet etmişti. | Open Subtitles | الثاني : الشخص الذي عبث برأسه كثيراً.. كان ذلك لأول مرة في حياته شخص ما جعله يستسلم |
| Yapmayın. Hayatında ilk kez oyunda olmaktan hoşlanıyor. Hakkı da var. | Open Subtitles | لأول مرة في حياته ينفتح للفجور، يحق له |
| Hayatında ilk kez aşık olmuştu. | Open Subtitles | كان واقعا في الحب لأول مرة في حياته |
| Hayatında ilk defa bir oyunda oynayacak. | Open Subtitles | استعمل عصاك إنه يقدم عرضاً لأول مرة في حياته |
| Hayatında ilk defa bir gösteriye çıkıyor. | Open Subtitles | إنه يقدم عرضاً لأول مرة في حياته |
| Gob Hayatında ilk defa, bir ailenin şartsız sevgisiyle kuşatılmıştı. | Open Subtitles | جوب)، كان محاطاً بحبّ لاحدود له) من عائلة، لأول مرة في حياته |
| Malum, Marlon Hayatında ilk kez, kendini bir kahraman gibi hissetmişti. | Open Subtitles | لأول مرة في حياته يشعر كالبطل |
| Böylece Hayatında ilk kez Barney Stinson'ın Sevgililer Günü'nde bir randevusu oldu. | Open Subtitles | وهكذا لأول مرة في حياته (بارني ستنسون) انتهى حاله بموعد في عيد الحب |
| Hayatında ilk kez benden ayrılacak. | Open Subtitles | إنه يتركني لأول مرة في حياته. |
| Hayatında ilk kez, Lyn kendini tam anlamıyla mutlu hissetmişti. | Open Subtitles | وشعر (لين) بالسعادة لأول مرة" "... في حياته |