| Onu mahkum edeceğimiz tek delili de bizden çaldı! | Open Subtitles | لقد سرق الدليل الوحيد القوي لدينا لإدانته |
| Üç cinayetten Reed'i mahkum etmek ve Becky'nin kırılgan konumunu uygun hale getirmek için elimizde yeterli DNA kanıtı vardı Becky'nin davasını denemek zorunda değildik. | Open Subtitles | كان لدينا ما يكفي من أدلة الحمض النووي لإدانته على تهم القتل الثلاث، |
| Cinayetle suçlamak için yeteri kadar kanıtımız yoktu. | Open Subtitles | لازلنا لانملك أدله كافيه لإدانته بجريمة القتل |
| Çünkü Cook İlçesi onu suçlamak için yeterli kanıt olduğunu düşünmüyor. | Open Subtitles | لأن مقاطعة كوك لم تجد أدلةً كافيةً لإدانته |
| Söyleyeceklerini dinledikten sonra mahkûm edecek kadar kanıt olmadığına ikna olmuştum. | Open Subtitles | بعد ما سمعتُ ما قاله اقتنعتُ أنه لا يوجد أدلة كافية لإدانته لكنه بعد ذلك غيّر رأيه |
| Ama Misa'nın tek başına şahitliği yeterli delil sayılmadığından Sanık Tamura Yoichi salıverildi. | Open Subtitles | ولكن ميسا كانت هي الشاهدة الوحيدة وذلك لم يكن كافياً لإدانته وأطلق سراح المشتبه ، تامورا يوتشي |
| Suçlu bulunması için yeterince kanıt yoktu. | Open Subtitles | بكل بساطة لم تكن هناك أدلة كافية لإدانته. |
| Onu mahkum edecek kadar yeterli kanıtları yok. | Open Subtitles | لايوجد لديهم أدله كافية لإدانته |
| Onu mahkum ettirecek kadar kanıtımız yoktu. | Open Subtitles | لدي ما يكفي من الأدلة لإدانته |
| "Paul Schafer, çocuklara cinsel istismarda bulunmak ve başka suçlardan binlerce şikayet nedeniyle 33 yıl hapse mahkum edildi." | Open Subtitles | "حكم على (بول شايفر) بالسجن 33 عاماً لإدانته بالعديد من الجرائم أهمها إغتصاب الأطفال" |
| Kimse onu mahkum edemedi. | Open Subtitles | لا أحد ينقلب عليه لإدانته |
| Onu yedi kez mahkum ettirmeye yetecek kadar bilgi. | Open Subtitles | ما يكفي لإدانته لسبع مرات. |
| Renteria cinayetiyle suçlamak için yeterli delilin yok. | Open Subtitles | ليس لديك أدلة تكفي لإدانته بقتل "رينتريا" |
| Bu bilgiyi onu suçlamak için şurada duran kadının... | Open Subtitles | وتلقيت المعلومة لإدانته من أخ |
| Polisler, onu suçlamak için delil oluşturacaklardır. | Open Subtitles | ستختلق الشرطة الأدلة لإدانته |
| Ama onu suçlamak için yeterliydi. | Open Subtitles | ولكنه كان كافيا لإدانته! |
| Neden siz ikiniz yetersiz kanıtlara rağmen mahkûm etmenin etik olmadığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | مرة أُخرى، لما أنتما الإثنان تشعران أن ذلك مُتعلق بالأخلاقيات لإدانته على أساس أدلة ضعيفة. |
| Ama Misa'nın tek başına şahitliği yeterli delil sayılmadığından Sanık Tamura Yoichi salıverildi. | Open Subtitles | ولأن ميسا رأت وجهه تم القبض على المشتبه به بسرعة ولكن ميسا كانت هي الشاهدة الوحيدة وذلك لم يكن كافياً لإدانته |
| - Suçlu bulunması için 5 oy gerek. - Bilmiyorum efendim. | Open Subtitles | سوف يستغرق خمسة اصوات لإدانته |