| Sizi tuzağa düşürmek istediğim için üzgünüm, fakat eğer bundan haberiniz olsaydı, bu gezegene girmeme asla izin vermezdiniz. | Open Subtitles | أنا آسف لإضطراري لـ خداعكم لكن , لو كنتم تعرفون لم أنا أخطط لما كنتم أبداً ستسمحون بـ قدومي للكوكب, |
| Acil olarak seyahate zorlandığım için ne yazık ki yüz yüze vedalaşamayacağız. | Open Subtitles | و لإضطراري للسفر العاجل فلن أودعك شخصياً |
| Bunu sorduğum için bağışlayın ama son zamanlarda bir sorunu var mıydı? | Open Subtitles | -آسف لإضطراري لسؤالكما هذا ، ولكن أكنتما على علم بأيّ مشاكل يخوضها؟ |
| Sizi böyle hazırlıksız çağırdığım için üzgünüm ama uçağımı kaçırmak istemedim. | Open Subtitles | أعتذرُ ثانيةً لإضطراري أن أقابلكِ على عجالةٍ ،، مثلما يقولونَ لكنني لا أريدُ أن افوتَ رحلتي |
| Çünkü seni sırtından vurmak zorunda olduğumda yapsaydım, kalbim kırılırdı. | Open Subtitles | لأن ذلك سيحطم قلبي لإضطراري وضع رصاصة في ظهرك |
| Onu içtenlikle seviyordum ve bunu yaptığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | ,لقد أحببتها حباً جماً ,و أنا مستاء جداً لإضطراري القيام بذلك |
| - Evet, bunu gösterdiğim için üzgünüm ama dün gece onu buralarda gördünüz mü? | Open Subtitles | متأسف لإضطراري ،عرض هذا عليك لكن هل تتذكرين رؤيتها هنا ليلة أمس؟ |
| Seni o şekilde göndermek zorunda kaldığım için üzgünüm. Nefret ettim seni... | Open Subtitles | آسف لإضطراري علي استبعادك هكذا |
| Bunu yapmak zorunda kaldığım için üzgünüm. Bir fikrim var. | Open Subtitles | آسف لإضطراري فعل ذلك. |
| Ben de bu asi hostesleri sizden çalmak zorunda oldugum için özür dilerim. | Open Subtitles | وان آسف لإضطراري أن أسرق |