| Zor olan geri getirmek. | Open Subtitles | ولكن لإعادتهم مرّة أخرى مرئيين هذا هوَ الأمرُ الصعب |
| Sevdiğin birisini kaybettiğinde onları geri getirmek için ne gerekiyorsa yapmak gerektiğini de biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف انه عندما تفقد شخص تحبة أعرف أنك ستفعل المستحيل لإعادتهم |
| Yani insanları öldürüp sonra da onları geri getirmek için fidye isteyen... | Open Subtitles | لذا لدينا صاحب مشكلة يقتل الناس ويطلب مال فدية لإعادتهم |
| O rehineleri sağ salim evlerine getirmek için her şeyi yapıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفعل كل ما في وسعك لإعادتهم أحياء. |
| Onları geri getirmek için bir görev düzenliyorum. | Open Subtitles | أنا أقود بعثة لإعادتهم |