Zambaklar fazla feminen. bir kadına alınacak türde bir çiçek. | Open Subtitles | لكن زهور الزنبق، إنها أنثوية من النوع الذي تقدّمه لإمرأة |
Söylemeliyim, 23 yaşındaki bir kadına göre çok iyi oynuyorsun. | Open Subtitles | عليّ أن أقول, أنتِ تلعبين بشكل ممتاز لإمرأة في الـ23 |
Böylesine şiddetli suçları işlemek bir kadın için olağandışı değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا غير عادي لإمرأة ترتكبْ العديد من الجرائم العنيفة ؟ |
Ailem, bana bakması için, annesi bir zamanlar köle olan bir kadın getirmişti. | TED | وقامت عائلتي بجلب إمرأة كانت إبنة لإمرأة " مستعبدة " لكي تهتم بي |
Parisli bir kadının bahardaki kokusunun ne kadar ölümcül olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كم هي قاتلة تلك الرائحة لإمرأة باريسية في موسم الربيع؟ |
güzel bir kadınla konuştuğumda bana birşeyler oluyor.dizlerim jöleye dönüyor. | Open Subtitles | يصيبني شيئ عندما أتحدث لإمرأة جميلة، ما إن تضع عيناها علي تصبح ركبتاي كالجيلو |
Bir kadını hemcinsinin omzundan daha iyi teselli edecek şey yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد عزاء أفضل لإمرأة ألا في وجودها مع نفس جنسها |
Çalışkan bir kadına yardım eli uzatmamı engellemek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل حقاً تريدين منعى من مد يد العون لإمرأة كادحة؟ |
bir kadına olan aşkı hepsini aldı, onun için bir anlamın yoktu. | Open Subtitles | كل ما تطلبه الأمر كان حبه لإمرأة وأنت لم تعني له شيئاً |
İhtiyacı olan yaralı bir kadına gösterdiğin nezaketten memnun kaldım. | Open Subtitles | أستطيع تقدير اللُطف الذي أظهرته لإمرأة مُصابة تحتاج إلى مُساعدة |
Başka bir kadına bakmayacağımı biliyorsun. Hiçbir kadın benim gibi birinin peşinden koşmaz. | Open Subtitles | تعرفين أننى لن أنظر لإمرأة آخرى ليست هناك إمرأة قد تعجب بى |
Bir erkek bir kadına Flostre'un sana baktığı gibi baktığında... | Open Subtitles | حين ينظر رجل لإمرأة بالطريقة التي نظر بها فلوستر نحوكِ .. |
Hafif yaralı bir kadına tıbbi müdahale edilmesini emrettik. | Open Subtitles | لقد أمرنا بالعناية الطبية لإمرأة تعاني من إصابات خفيفة |
bir kadın da bunu yapabilirdi, eğer söylemek istediğin bu ise. | Open Subtitles | حسناً ، يمكن لإمرأة أن تفعل ذلك إذا كان هذا ما تعنيه |
Benim gibi bir kadın için doğru yarı. | Open Subtitles | إنه النِصْفُ الصحيحُ بالنسبة لإمرأة مثلي |
Kalbi hiç çalışmayan bir kadın, pek yaşıyor sayılmaz. | Open Subtitles | إنها لن تكون هناك حياةً لإمرأة إذا قلبها أَبَداً ما نبض |
O sırada üstteki boş yataktan bir kadının fısıltısını duymuş... | Open Subtitles | في ذلك الوقت، سمعت صوتاً لإمرأة تتألم من المرسى العلوي. |
Sokaklardan gelen bir kadının aile üyelerimizin masasını beklemesine izin mi verdin? | Open Subtitles | أنتِ قد سمحتِ لإمرأة من الشارع أن تخدّم على طاولة لأعضاء عائلتنا؟ |
Asla bir dostunla iş yapma, asla bir kadınla dost olma ve deri bileklikten kurtul. | Open Subtitles | لاتعقد صفقة مع صديق مطلقا لاتكن صديقا لإمرأة وتخلّص من سوار الجلد |
40 larındaki Bir kadını değerlendirmek gerek. | Open Subtitles | إن فرص الحصول على رجل لإمرأة في الأربعين ضئيلة للغاية |
Vasküliti olan birine yeni karaciğer vermenin bir anlamı yok. | Open Subtitles | لا فائدة من إعطاء كبد لإمرأة مصابة بالتهاب الأوعية الدموية أيضاً |
Ama asla gerçekleşmeyecek olan ve benim asla yapmayacağım şey, bana şunları söyleyen bir kadından özür dilemek zorunda kalmak olacak: | Open Subtitles | لكن الذي لن يحدث والذي لن أفعله هو الأعتذار لإمرأة ناضجة جاءت إليَّ وقالت |
-Neden? Yalnız kadınlar için son sığınak olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لأنه من المفترض أن يكون الملجأ الأخير لإمرأة وحيدة ؟ |
Umurunda bile olmayan Louisiana'lı bir kadınınki kadar değil. | Open Subtitles | ليست قاتلة تقريبا .... لإمرأة لويزيانا التي لا تمنح |