| Eğer bunu size söylersem bu bilgiyi onu bulmak için kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا أنا كنت أن أخبرك ذلك أنت قد تستعمل المعلومات لإيجاده. |
| Daha kötü bir şey yapmadan onu bulmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بكلّ ما بوسعنا لإيجاده و للحرص ألّا يقع ما هو أسوأ |
| Bu adada yiyecek kıtlığı var ve yiyecek bulmanın tek yolu intihar gibi gözüken bir görevden geçiyor. | Open Subtitles | على هذه الجزيرة، الغذاء نادر والطريقة الوحيدة لإيجاده تتضمّن مهمّة التي تبدو إنتحارية |
| Nollette gitmiş. Onu bulmak için bir güvenlik ekibi ayarlamalıyız. | Open Subtitles | نوليت " مفقود ، يجب أن نرسل حراس أمن لإيجاده |
| Virüsü taşıyan hayvanı... tespit ettik ve onu bulmak için yardım gerekiyor. | Open Subtitles | عرفنا الحيوان الذي يحمل الفيروس, ونريد تعاونكم لإيجاده |
| bulmak için kendi yöntemimizi ve dikkatimizi kullanacağız. | Open Subtitles | لإيجاده, سنستعمل الطرائق اللازمة لذلك والشدة أيضاً |
| Onu bulmak için elimizden geleni yaptığımızdan emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | تأكد بأننا نفعل ما بوسعنا وأي شيء لإيجاده |
| Onu bulmak için tanık koruma kayıtlarına girdiğini yani karını öldüren adamı. | Open Subtitles | أعرف بأنّك إقتحمت ويتسيك لإيجاده. بأنّه قتل زوجتك. |
| Onu bulmak için bir şeyler yapabiecek birileri olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شخصاً هناك قادر على فعل شئ لإيجاده |
| Sen KGB ajanısın, Onu bulmak ve öldürmek için beni kullandın! | Open Subtitles | أنت وكيل للكْي جي بي، تستعملُني لإيجاده وَقْتلُه ..لا |
| Onu bulmanın bir yolu olsaydı iyi olurdu. | Open Subtitles | إنه من الجيّد إذا كان هناك طريقة لإيجاده. |
| Onu bulup yuvamızı yeniden inşa edebilmek için evreni alt üst ettik. | Open Subtitles | بعثرنَاعبرالمجرةِ، تَمنّي لإيجاده ويُعيدُ بناء بيتَنا، |
| Onu burada bulma şansımız çok az. | Open Subtitles | و ان فرصتك لإيجاده ضعيفه جداً أولاً, يجب أن نبحث في كل معابد الهواء |
| -Majesteleri... Ona yardım etme isteği dışında, tıpkı senin yaptığın gibi. ...bulmak istediği şey her ne ise bulması için. | Open Subtitles | ماعدا أنّني أَتمنّى خِدْمَتها، مثلما تفعلين أنتِ لمُسَاعَدَتها على العثور على ما جاءتْ لإيجاده |
| Burada oturup dizlerini dövmeye devam et. Onu kendim bulurum. | Open Subtitles | انت ابق هنا فحسب واشعر بالأسف على حالك أنا سأذهب لإيجاده |
| Galiba, başı derde girmek üzere ve onu bulmam gerek. | Open Subtitles | أعتقد انه واقع بمشكلة، وأنا أحتاج لإيجاده |
| Onu bulmalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة لإيجاده إذن، لديك إتصالات |
| Tamam, şimdi onu bulmaya gidiyoruz, sonra da hep birlikte buradan gideceğiz. | Open Subtitles | ،سنذهب الآن لإيجاده ومن ثمّ نخرج جميعـًا من هنا |
| Umarım onu bulabilmek için Artax Ağını kullanmak yeterli olur. | Open Subtitles | و آمل ان يكون هذا كافي لإستخدام شبكة أرتاكس لإيجاده |
| Onu bulacak kadar şanslı olan kişileriz. | Open Subtitles | نحن فقط أُناس كنا محظوظين كفاية لإيجاده |
| Belki bulmama yardım edersen sen ölmezsin. | Open Subtitles | . ولكن إن قمت بمساعدتي لإيجاده . ربما لن تموتي |
| Sen bana daha iyi bir yer olduğunu ve onu bulmanıza yardım etmemi söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتيني أنّه ثمّة مكان أفضل، وأنّني سأسعدكم لإيجاده. |
| Ortadan kaybolmadan önce, Onu bulmamız için bu tek şansımız. | Open Subtitles | إنها الفرصة الوحيدة لإيجاده قبل أن يختفي للأبد |