| Mantıklı. Beni incitmek için yollar arıyorsun. | Open Subtitles | أصبح الأمر منطقياً ، إنهم يبحثون عن وسيلة لإيذائي |
| Sen kasten beni incitmek için yaptın. | Open Subtitles | و أنت فعلتها عمداً لإيذائي, عن قصد |
| Yapabilirsin, ama sen ve ben biliyoruz ki tüm büyülerinle bile, bana zarar vermek için yeterli gücün yok. | Open Subtitles | صحيح لكنْ كلانا يعرف أنّك رغم كلّ سحرك لا تملكين القوّة الكافية لإيذائي |
| Harika, cılız yumruklarınla bana zarar vermek için yaptığın etkisiz atakların daha fazlasını sabırsızlıkla bekliyorum. | Open Subtitles | ممتاز، أتطلع للمزيد من محاولاتك الضعيفة لإيذائي بقبضاتك القارضية الضعيفة |
| Annem beni sever. Asla bana zarar verecek bir şey yapmaz. | Open Subtitles | والدتي تحبني، لن تفعل أيّ شيء لإيذائي. |
| Ne yapsanız beni incitemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنكم فعل شيء لإيذائي |
| Tek insan, sen bile beni incitmek için kullanılabilirsin. | Open Subtitles | ... الشخص الوحيد ، أنتِ يُمكن إستغلاله لإيذائي |
| Umarım, beni incitmek için burada değilsindir. | Open Subtitles | أتمنى أنكِ لست هنا لإيذائي |
| Bu yüzden Wendy'nin aklına girip onu beni incitmek için kullanmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لهذا تلاعبتي بـ (ويندي) وحاولتي إستخدامها لإيذائي |
| Onun bildiği şeylerdi Hanna ve beni incitmek için bunları kullanmaya çalıştı. | Open Subtitles | أشياءكانيعلمعنهاو... و قد حاول استغلالها لإيذائي أنا و (هانا) |
| Bana zarar vermek için değil vazgeçmeme yardım etmek için geldiğini söylemiş. | Open Subtitles | قالَ أنه لم يذهب لإيذائي بل ليساعدني على "أن أنسى" |
| Bana zarar vermek için yapabileceğiniz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هُناك أي شيء بإمكانك فعله لإيذائي. |
| Peki bütün bunlar, bana zarar vermek için mi? | Open Subtitles | {\pos(192,210)}ما الغاية من هذا إذاً؟ {\pos(192,210)}لإيذائي فحسب؟ |
| Bana zarar vermek için içeri giremezsin, Kate. | Open Subtitles | (لا يُمكنكِ الوصول للداخل لإيذائي يا (كيت |
| Ne yapsanız beni incitemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنكم فعل شيء لإيذائي |