| Bu aynı fiziksel alan üzerinde varolan paralel alemde bir kasaba olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك سطح موازي متصل موجود بنفس المسافة المكانية كالمدينة |
| Bir bedeli olmalı. Her zaman bir bedel vardır. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك فخ فدائماً ما يكون هنالك فخ |
| Yani, bu birleşimin yasak olmasının gerçek bir nedeni olmalı. | Open Subtitles | أعني، لابد أن يكون هنالك سبب حقيقي يجعل هذا الزواج ممنوع بشدة |
| Senin gibi birinin arayabileceği biri olmalı. | Open Subtitles | شخص مثلك ؟ لابد أن يكون هنالك أحد تستطيع مكالمته |
| Böyle boktan şeyler görmüş çocuklar için destek grupları olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك بعد المجموعات تهتم بالأطفال الذين يشاهدون مثل هذه الأمور |
| Böyle boktan şeyler görmüş çocuklar için destek grupları olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك بعد المجموعات تهتم بالأطفال الذين يشاهدون مثل هذه الأمور |
| Biraz nakit saklamış olmalı. | Open Subtitles | حسنًا .. لابد أن يكون هنالك مبلغ من المال مخفي |
| Hayatta kalmak daha iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك طريقةٌ أفضل لـكسب لقمة العيش |
| Ne yapacağız? Bir yolu olmalı. | Open Subtitles | ماذا نستطيع أن نفعل لابد أن يكون هنالك شيء نفعله |
| Yasal olarak yapabileceğin bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك إجراءات قانونيه ... أو أي شيئ آخر |
| Yani, mantıklı bir açıklaması olmalı. | Open Subtitles | أعني.. لابد أن يكون هنالك تفسيرٌ منطقي |
| Bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك سبب ما |
| Bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك أمر ما |
| Bir yolu olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك شيئاً |
| Başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك طريقة أخرى |
| Başka bir tane daha olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك واحد آخر |
| Bir annesi olmalı. Merhaba. | Open Subtitles | لابد أن يكون هنالك أم مرحباً! |
| Fitz. Bir yanlışlık olmalı. | Open Subtitles | ...(فيتز) لابد أن يكون هنالك خطأ |