| Teşekkürler. Birinin seni kendi adımlarından takip etmen için zorladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أفترض أن شخصاً قد دفعك لاتباع خطواته ؟ |
| Ama konferansta yüksek mevkili yabancılar var, o yüzden protokolü takip edeceğiz. | Open Subtitles | لكن هناك شخصيات عالمية بذلك المؤتمر، لذا سنضطر لاتباع النظم المعروفة. |
| Birinin sinyali takip etmesi riskine giremezler. | Open Subtitles | لا يمكنهم أن يعطوا فرصه لأي أحد لاتباع اشارتهم |
| Böylece acil durum protokolünü takip etmek için hazırlıklı olurlar. | Open Subtitles | ليكونوا مستعدين لاتباع بروتوكول الحالات الطارئة |
| Sanırım arkadaşlarını havasız kalana dek takip edeceğim. | Open Subtitles | أحزر أننا مضطرون لاتباع أصدقائكم حتى نفاد الأكسجين لديهم |
| Onay almaya gerek olmadan, götürdüğü yere kadar kanıtları takip etmek için yetki. | Open Subtitles | السلطة لاتباع كل دليل الي حيث يقود... بدون مراجعة القيادة |
| takip izni var mı, çavuş? | Open Subtitles | أطلب الإذن لاتباع إحساسي يا حضرة الرقيب |
| Sadece Restac'ı takip edecek kadar aptal olanları. | Open Subtitles | "فقط من هم على قدر من الجنون لاتباع "ريزتاك |