| Ama iki kadın için bunu telafi ettiğimde benim tepemi attıran kadın daha bir iyi davranmaya başladı. | Open Subtitles | أثرت غضب سيدات كثيرات لكن عندما عوّضت ذلك لاثنتين منهما |
| Tamam, bana onlardan iki tane gerek. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | حسنا ، اذا انا سوف احتاج لاثنتين من هذه شكرا |
| Ah, ve iki tane aldığında bedava bir açma kazanıyordun. | Open Subtitles | و عند شراءك لاثنتين تحصلين على مشروب تشيرو مجانا |
| Annen, kalbimin iki oda sığacak kadar büyük olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | كانت تقول أمك أن قلبي كبير جدًّا لدرجة تجعله يتّسع لاثنتين. |
| Bu gezintide sadece iki kişilik yer var maalesef. Sonraki hayatında belki? | Open Subtitles | أخشى ألّا مكان سوى لاثنتين بهذه الركوبة، أعساي أنقذك بالحياة المقبلة؟ |
| Onlar yöneticiler. Onların iki kopyasına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | انهم المدراء , نحن بحاجة لاثنتين من بصماتهم |
| Yani bir insana vereceklerse iki tane olması gerekir... | Open Subtitles | ولتعطيها البشر لكي تمرح ،تحتاج لاثنتين |
| Çin'in mobil ticaret ülkesi olması beş yıldan daha az zaman aldı ve bunun en büyük sebebi iki teknoloji platformudur: Alibaba ve Tencent. | TED | لقد استغرقت الصين أقل من 5 سنوات لتكون رقم واحد في التجارة عبر الموبايل. ويرجع ذلك إلى حد كبير لاثنتين من المنصات التقنية، "على بابا" و"تينسنت". |
| Böylece birlikte yasal gereklilikler ile gerçekte olanı karşılaştırdılar, kanıt topladılar ve bir başvuru taslağı hazırladılar, mahkemelere değil ama iki idari kuruma; Kirlilik Kontrol Kurulu ve bölge idaresi. | TED | إذًا معًا، قارنوا هذه الشروط بالواقع، وجمعوا الأدلة، وكتبوا استمارة وقدموها... ليس للمحكمة ولكن لاثنتين من المؤسسات الإدارية، إدارة الحي ومجلس مكافحة التلوث. |
| İki tane. | Open Subtitles | أوه , أنا بحاجة لاثنتين |
| Oh, ve birkaç tane de şu carabineers. | Open Subtitles | واحتاج لاثنتين من الأدوات الحادة للصخور |