| Bunu, ilk kez sonsuza dek Jane Fonda ile olacağını söylediği Barbara Walters röportajında fark ettim. | Open Subtitles | لاحظتها أولاً عندما كان في مقابلة قال بأنه سيكون مع چين فوندا للأبد |
| Su içmeye kalktığımda fark ettim, sonra da çözdüm. | Open Subtitles | لاحظتها عندما صحيت لأشرب كأسا من الماء ، لذا أصلحتها |
| Bunu daha önce fark ettim, ama dikkatimi vermedim. | Open Subtitles | لاحظتها قبلاً، ولكنني لم أولِها أيّ اهتمام |
| Bir şey farkettim, ayaklarını hiç hareket ettirmiyorsun. | Open Subtitles | من الأشياء التى لاحظتها عليك أنك لا تحركين قدميك |
| Merak etme. Onu daha dün akşam geldiğimde farkettim. | Open Subtitles | لا تخف، لقد لاحظتها لحظة وصولي_BAR_ |
| Kız yalnız başına, üçüncü margaritasını içiyor ve kısa bir süre önce ağladığını fark ettim. | Open Subtitles | انها وحيدة , وهذا مشروبها الثالث و منذ فترة قليلة لاحظتها تبكى |
| Onu fark ettim çünkü yanında büyük görünümlü kız vardı. Şişman da olabilir. | Open Subtitles | لاحظتها لأنها كانت مع هذه الفتاة ذات المنظر المقرف حقا |
| Annunzio'nun ofisine girdiğimiz zaman fark ettim. | Open Subtitles | لاحظتها سابقا عندما ادخلتنا الى مكتب انوزيو |
| Hastalandıktan kısa bir süre sonra fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظتها بعد وقت قصير من مرضها |
| - İlk olarak sabah 3:04'te fark ettim. | Open Subtitles | أول مرّة لاحظتها في الـ3: 04 صباحاً |
| Yürürken fark ettim sadece. | Open Subtitles | لقد لاحظتها فقط عندما كانت تمشي |
| Onu hemen fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظتها على الفور |
| İyi ki fark ettim. | Open Subtitles | من الجيد اني لاحظتها |
| Bunu kazara fark ettim. | Open Subtitles | أجل، لاحظتها بالصدفة |
| Onu ilk ben fark ettim. | Open Subtitles | لقد لاحظتها اولا |
| Düsüncelerime dalmisken, üzerime çikana kadar... içsene, Isaac onu zar zor fark ettim. | Open Subtitles | ...ضائعة في أفكاري، بالكاد لاحظتها ...(اشرب يا (ايزك عندما أصبحت فوقي |
| Demek istediğim, ben farkettim. | Open Subtitles | أقصد أنى لاحظتها |
| Sonrasında onu farkettim... | Open Subtitles | وفي احد المرات لاحظتها |