| Soruma cevap ver. Lamar Burgess Azınlık Raporlarını biliyor muydu? | Open Subtitles | أجيبي سؤالي هل يعرف لامار بيرجس عن تقارير الاقلية هذه؟ |
| Ancak ilk zamanlar öğrendiğim bir şey var. Saygın bir fiozof olan Kendrick Lamar'ın da dediği gibi, asıl önemli olan, alçak gönüllü olmak ve beklemektir. | TED | لكنني تعلمت في وقتٍ مبكر أن، كما قال الفيلسوف القدير كندريك لامار ذات مرة، من المهم جدًا أن تكون متواضعًا وأن تجلس. |
| Emma Dill, 48.000, Clarence Speer, 20.000 ve Jasper Lamar Crabb 100.000 dönümlük arazi satın almışlar. | Open Subtitles | 12,000. كلارن سبير 5,000. جاسبر لامار كراب 25,000 هكتار. |
| Lamar'a müzik işi bitince gelmesini söyle. | Open Subtitles | اخبر لامار بان يحضر بعد ان ينتهى من عزف الموسيقي |
| Ben servise geri dönsem iyi olacak. Lamar sana yardım edecek. | Open Subtitles | حسنا , يجدر بى الذهاب لمتابعه عملى لامار سيساعدك |
| Döndürürsek parmaz izi almak daha kolay olacak. Lamar, yardım et. | Open Subtitles | سوف يكون افضل اذا ما قلبناها لامار ساعدنى |
| Lamar'ı hukuk fakültesine soktuğumdan beri hayır. | Open Subtitles | حسنا ,ليس منذ أن وضعت لامار فى مدرسة القانون |
| Lamar'ı vergi seminerinden alıp, onun yerine | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب سحب لامار من دورة دراسة الضرائب في واشنطن |
| Tamam. Lamar, az önce Mitch'i Mud Island Müzesinde gördüm. | Open Subtitles | حسنا لامار رأيت للتو ميتش في متحف جزيرة مود |
| Lamar'da işler değişmediyse o konuda haklı olduğundan eminim. | Open Subtitles | أراهن أنكِ على حق في هذا مالم تكن الأمور تغيرت في لامار |
| O... çocuğu Lamar su borularımıza bakmaya gelene kadar öyleydi. | Open Subtitles | حتى ذلك لقيطِ لامار ظَهرَ لتَلوّي بواليعِنا. |
| Lamar'la Önsuç'un ebeveynleriyiz diye dalga geçerdim. | Open Subtitles | أنا كنت أمزح مع لامار و أقول أننا الأب والأم لمشروع ما قبل وقوع الجريمة |
| Lamar, ondan Önsuç'a daha çok ilgi gösterdiği için ayrıldınız diyor. | Open Subtitles | لامار بيرجس يعتقد بأنّك تركت جون لأنه اهتم بقسم ما قبل وقوع الجريمة أكثر منك |
| Bayanlar ve baylar, Lamar Burgess, yeni Ulusal Önsuç direktörü. | Open Subtitles | أيها السيدات و السادة، لامار بيرجس مدير المشروع القومي ما قبل وقوع الجريمة |
| Merhaba Lamar. Seni tebrik etmek istedim sadece. Başardın. | Open Subtitles | مرحبا، لامار أنا فقط أردت تهنئتك لقد فعلتها |
| Subay, Lamar Archer ve Lincoln Scott. | Open Subtitles | الملازم فان كان من لامار آرشر و لنكولن سكوت |
| Tamamıyla farklı bir not, Lamar Washington senin okuluna gidemiyor mu? | Open Subtitles | بالتحدث عن شيء اخر اليس هذا لامار واشنطن بمدرستك؟ |
| Lamar'ın gideceği yeri tahmin ettik ve çok yoğun önlemler aldık. | Open Subtitles | لقد حددنا وجهة "لامار" ولدينا ظهور قوى و واضح فى المشهد |
| Yapma Lamar. Onun uyuşturucusu olmadıklarını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | باللهي عليك, لامار أنت و أنا نعلم بأن تلك الحبوب لم تكن له |
| Çocuğun adı Lamar Taylor. Ot satıcısı, oto hırsızı. | Open Subtitles | اسم الفتى لامار تايلور تاجر حشيش,و سارق سيارات |
| Hedy Lamarr olabileceğini düşünmüştüm çünkü sana ne kadar taptığını biliyorum. | Open Subtitles | كنت أعتقد أنّها هيدي لامار)، لأنني أعرف كَم هي معجبة بك) |