| Kadın kumarhaneden bara kadar Langston'ı takip etti sonra da çıktı gitti. | Open Subtitles | هي فقط تَتْلي لانجستون خلال الكازينو، إلى الحانةِ، وبعد ذلك خارج ثانيةً. |
| Langston Hughes burada zor bir yaşamı içinde yaşamak zorunda olunan yıkık-dökük bir evle karşılaştıran bir metafor yapmış. | TED | نرى هنا مقارنةً يعقدها لانجستون هيوز ما بين الحياة الصعبة ومنزلٍ متآكلٍ لايزال متوجباً عليك العيش فيه، |
| Bu pis zenci dükkanımı dağıtıyor Şerif Langston. | Open Subtitles | هذا الزنجي يحطم الحانة يا أيها المأمور لانجستون |
| Dr. Langston, ben de sizi arayacaktım. | Open Subtitles | د.لانجستون, انا كُنتْ ٌعلى وشك ان اتصل بِِك. |
| Langston'la konuştum eşinize hayranlık duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | حَسناً، تَكلّمتُ مع سي إس آي لانجستون. ما كَانَ عِنْدَهُ شيء لكن الإعجاب لزوجتِكَ. هو مَا ذَكرَ مقالتَها. |
| Doktor Langston, verdiğim ipucunu takip ediyor mu? | Open Subtitles | عِنْدَهُ الدّكتورُ لانجستون مُتَابَعَة على تقدّمِي؟ |
| Beni, Doktor Langston'la konuşurken gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | قالتْبأنّهارَأتْبأنّأَتكلّمُمعالدّكتورِ لانجستون. |
| Langston ve benim gibiler de ölümcül hamlelerini önceden sezmek zorundayız. | Open Subtitles | يَحْبُّ الرجالُ لانجستون وأنا، نحن يَجِبُ أَنْ نَتوقّعَ مناوراته القاتلة. |
| - Doktor Langston'la konuşmam lazım. | Open Subtitles | أَحتاجُ إلى تكلّمْ مع الدّكتورِ لانجستون. |
| Onunla konuştum, onu sevdim, Dr. Langston. | Open Subtitles | تَكلّمتُمعه. حَببتُه، الدّكتور لانجستون. |
| Hem de kendisiyle konuşmuş olmama rağmen Dr. Langston. | Open Subtitles | أنا تَكلّمتُ معه، مع ذلك، الدّكتور لانجستون. |
| Tekrar görüşmek üzere, Bayan Langston. | Open Subtitles | تمنّ إلى شاهدْك ثانيةً، السّيدة لانجستون. |
| Bilmenizi isterimki Langston kampanya merkezi de sizinle dayanışma içerisinde olup ona hakettiği onuru ve saygıyı verecek ve davasını sonuna kadar takip edecektir. | Open Subtitles | أردت اخبارك اننا تضامناَ سنفعل الشيء ذاته في حملة لانجستون لنتمكن من الحداد على موته |
| Sally Langston silah lobisinin onayını almak için arkamızdan sinsice planlar yapıyor. | Open Subtitles | سالي لانجستون تتسلل وراء ظهورنا لتسرق دعم لوبي السلاح |
| Sally Langston Daniel Douglas'ı öldürdü, ve Jake bunu örtbas etmek için üç kişiyi öldürdü, | Open Subtitles | سالي لانجستون قتلت دانيال دوجلاس وجايك قتل ثلاثة أشخاص لتغطية فعلها |
| Bak, ziyaretine çok memnun oldum, fakat bu sefer Sally Langston ile devam etmeyi düşünüyoruz. | Open Subtitles | أقدر زيارتك ولكني سأدعم سالي لانجستون هذه الجولة |
| Hala Langston'u desteklemeye devam ediyorlar, fakat atları lehimize döndürebiliriz gibi görünüyor eğer ikinci değişiklik yasasını onaylayan bir konuşma yaparsan | Open Subtitles | لا زالو يميلون لتأييد لانجستون لكن وافقوا على تغيير الفرس إن قدمت لهم خطاباَ |
| Karısını vuran bir tecavüzcü demokrat ve Sally Langston, | Open Subtitles | ديمقراطي أردى مغتصب زوجته قتيلاَ وسالي لانجستون |
| Başkan Grant silah lobisinin elindeki gücü rakibi Başkan yardımcısı Sally Langston'un ellerine teslim etmiş oldu. | Open Subtitles | وبهذا يضمن الرئيس جرانت دعم لوبي السلاح لمنافسته سالي لانجستون |
| Sally Langston'un büyük destekçisi olan muhafazakar ailelerin oyları, bu röportajdan sonra epey darbe alacağa benziyor. | Open Subtitles | ومع التقدم الهائل لسالي لانجستون وسط المصوتين ذوي الأسر سيكون لهذا اللقاء تأثير هائل |