| Buradan sabaha kadar çıkamam. | Open Subtitles | متى سترجع؟ لا أستطيع الخروج من هنا حتى منتصف النهار |
| Buradan sabaha kadar çıkamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا حتى منتصف النهار |
| Sığırcık"'Dışarı çıkamam, dışarı çıkamam! | Open Subtitles | قال الزرزور: لا أستطيع الخروج من هذا القفص |
| Ralph, bunu söylemekten nefret ediyorum ama artık seninle birlikte takılamam. | Open Subtitles | رالف، آه، اكره قولها، لكن اعتقد بانني لا أستطيع الخروج معك ثانية. |
| Kocam beni içeri kapattı. Evden çıkamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من المنزل، زوجي أقفل علي |
| Dışarı çıkamayacağım için birkaç arkadaşım küçük bir parti yapmaya gelecek. | Open Subtitles | بما أنّي لا أستطيع الخروج بعض أصدقائي قادمون من أجل الإحتفال |
| Bacağıma o izleme şeylerinden takın, böylece evden dışarıya çıkamam. | Open Subtitles | وضع واحد من تلك الأشياء تتبع على ساقي لذلك لا أستطيع الخروج من المنزل. |
| Hayır, dondurma yemeye çıkamam. | Open Subtitles | لا، تعرفين أني لا أستطيع الخروج للآيس كريم |
| Dışarı çıkamam, beni yüzümü gösterdiğim anda öldürürler. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا سيقتلوني في لحظة ما يرون وجهي |
| Dışarı çıkamam, beni yüzümü gösterdiğim anda öldürürler. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج من هنا سيقتلوني عندما يروا وجهي |
| Oraya çıkamam. Bunu yapmalısın. | Open Subtitles | لا أستطيع الخروج إلى هناك، عليك أن تفعل هذا |
| Bir saat içinde güneş doğacak. Gün boyu dışarı çıkamam. | Open Subtitles | شروق الشمس خلال ساعة واحدة أنا لا أستطيع الخروج أثناء اليوم |
| İçeri giremezsin ben de dışarı çıkamam. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع الدخول وأنا لا أستطيع الخروج |
| Öylece çıkamam. | Open Subtitles | في تحقيق بجريمة قتل لا أستطيع الخروج فحسب |
| Ve onunla randevuya falan çıkamam. | Open Subtitles | و أنا لا أستطيع الخروج معه في موعد معه في الوقت الحالى |
| İyi de sevgililer gününde Lisa ile takılamam ben. | Open Subtitles | حسنًا,أنا لا أستطيع الخروج مع ليزا في عيد العشاق. |
| Nasıl yaptı bilmiyorum. Ben çıkamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كبف فعل ذلك، أنا لا أستطيع الخروج |
| Kusura bakma. Dışarı çıkamıyorum. Birini arayıp yardım isteyeceğim. | Open Subtitles | آسفه لا أستطيع الخروج ، سأطلب المعونة من أحد |
| Yoksa içinden çıkamayacağım bir çukura düşecektim. | Open Subtitles | وإلا كنت لأسقط في دوامة لا أستطيع الخروج منها. |
| İçinden çıkamayacağım bir işe bulaştım. | Open Subtitles | أنا متورطة في شيء لا أستطيع الخروج منه. |