Benim asla yapamayacağım bir aşk eylemi. | Open Subtitles | إنه تعبير عن الحب، وحتى أنا لا أستطيع فعله |
yapamayacağım şey ise daha fazla adamımı tehlikeye girmesini izlemek. | Open Subtitles | ما لا أستطيع فعله هو الوقوف متفرجاً على أحد آخر من رجالي |
Ama yapamayacağım bir şey varsa o da hacker'ı takip edip izini bulmaktır. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء واحد لا أستطيع فعله وهو تعقب اختراق للوصول لمخترقه |
Ve benim yerime etrafa göz kulak olacak -- benim yapamadığım şeyleri yapacak birine ihtiyaç duydum. | Open Subtitles | وكنت بحاجه لعيون أخري شخص ما يساعدني في الذي لا أستطيع فعله |
Önce hız alacaksın, tabii ben burada onu yapamıyorum. | Open Subtitles | أوّلاً، يجب أن تركض بسرعة، والتي يتضح، أنّي لا أستطيع فعله بموضعي. |
Ne yapıp yapamayacağımı söyle bakalım, doğru mu? | Open Subtitles | لا تملي عليّ ما أستطيع و لما لا أستطيع فعله ، أتفهم هذا ؟ |
Benim de yapamayacağım şeyler var. | Open Subtitles | أنا أيضاً هناك شيء لا أستطيع فعله |
yapamayacağım tek şey, ellerim boş eve dönmek. | Open Subtitles | ما لا أستطيع فعله هو العودة خالى اليدين |
Bu yapamayacağım tek şey. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي لا أستطيع فعله |
Bu yapamayacağım tek şey. | Open Subtitles | هذا هو الشيء الوحيد الذي لا أستطيع فعله |
Kendi başıma yapamayacağım hiçbir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نفعل أي شيء لا أستطيع فعله بنفسي |
Bak, ne olursa olsun yapmanı istediğim bir şey var kendi kendime yapamayacağım bir şey. | Open Subtitles | أعلم، لكنّه يعتمد على ما سيحدث، هناك شيء أريدك أن تفعله... شيء لا أستطيع فعله بنفسي. |
Şu an yapamayacağım hiçbir şey yokmuş gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو وكأن لا شيء لا أستطيع فعله الأن |
Görünüşe göre benim yapabildiğim ve yapamadığım birkaç şeyi... | Open Subtitles | يبدو لي, أنه هو الرجل ... الذي يفعل كل شئ أنا لا أستطيع فعله |
Sen benim yapamadığım şeyi yapabilirsin. | Open Subtitles | . بإستطاعتك أن تفعلي ما لا أستطيع فعله |
Adım Jefferson benim yapamadığım bir şey için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | اسمي (جيفرسون)، و أحتاج مساعدتكِ في أمرٍ لا أستطيع فعله. |
Ama onu da yapamıyorum çünkü olay gizli bilgiler içeriyor. | Open Subtitles | وهو ما لا أستطيع فعله لأنّ هذه القضيّة سريّة. |
Moskova, son derece önemli bir raporu dosyalamamı istiyor ama ben, içeride olan her neyse, onun yüzünden yapamıyorum. | Open Subtitles | موسكو تنتظر مني ملء تقرير مهم جداً.. والذي لا أستطيع فعله بسبب مهما يكن الذي يحدث بالداخل |
Daha hızlı yapamıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لا أستطيع فعله بتلك السرعة. |
Bana ne yapamayacağımı söyleme. Ben de doktor sayılırım. | Open Subtitles | لا تملى على ما لا أستطيع فعله أنا شبه طبيب الان |
Bana neyi yapıp yapamayacağımı söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا تجرؤي على محاضرتي حول ما أستطيع وما لا أستطيع فعله. |
Neler yapabileceğimi ve yapamayacağımı biliyor. | Open Subtitles | انه يدرك ما أستطيع فعله وما لا أستطيع فعله |