Tamam mı? Babanın bizi sevdiğinden ve geri geleceğinden emin değilim. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان والدك يحبنا أو يريد أن يعود إلينا |
Yani ne yazıp yazamayacağımdan hala pek emin değilim. | Open Subtitles | كما أنّي لا أعلم إن كنت سأستطيع الكتابة أم لا |
Onu yapabilir miyim, bilmiyorum. Bunu seninle artık nasıl yürütürüm bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنتُ أستطيع فعل ذلك لا أعرف كيف، معكِ |
Dinle burada kalmam... dogru mu bilmiyorum. | Open Subtitles | اسمعي .. لا اعرف لا أعلم إن كنتم ترتاحون بأنني هنا |
Aslında komşuyuz, bilirsin, biz birbirimize kibarca gülümseriz, ama... gerçekte onunla konuşup konuşamayacağımı bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أعني نحن جيران كما تعلم ، نحن نحن نبتسم لبعضنا بأدب لكن لا أعلم إن كاني بإمكاني فتح محادثة معها |
Bu onda büyük suçluluk duygusuna yol açmış. Onu iyileştirebilir miyim Bilmem. | Open Subtitles | إنه يسبب له شعور بالذنب، لا أعلم إن كنت قادراً على علاجه |
Bütün hayatım boyunca ben böyle bir adamla karşılaştığımı sanmıyorum. | Open Subtitles | ومنذ ولادتي، لا أعلم إن عرفتُ رجلاً بإمكانه فعل ذلك. |
Bir yerlere mi gitti, öldü mü bilmiyorum. | Open Subtitles | و لا أعلم إن كانت عائلتها قد أبعدتها لمكان ما أو إن كانت ميتة |
İşte böyle! Tıp fakültesinde tek başıma başarılı olabilecek miyim, hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان بإمكاني اجتياز كليّة الطب بمفردي |
Gerçekten yardımım dokundu mu bilemiyorum. | Open Subtitles | حسناً لا أعلم إن كنت ساعدت بالفعل لقد فعلت ذلك |
Sonuçsuz kalacak bir soruşturmaya girişecek olsaydım, başıma ne geleceğinden haberdar olup olmadığını bilmiyorum? | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت تدرك لكن ما سيحدث لي لو كنت سأبدأ تحقيق فهذا لن يقودني لشيء |
— Sana güvenmeli miyim emin değilim. — Her rahatla dostum, güven bana. | Open Subtitles | ــ لا أعلم إن كان بوسعي أن أثق بك ــ استرخِ يا رجل، ثق بي |
Karşılaşacağınız olası sonuçların neler olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لا أعلم. إن كنتم مدركين بالعواقب المحتملة من. |
Biliyor musun ya da bilmek istiyor musun emin değilim ama işin doğrusu bu. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنتِ تعرفين ذلك أو أردت معرفة ذلك لكنها الحقيقة |
Dündü. Gerçekten etkilendim. Bunu açık bir forumda söyleyebilir miyim bilmiyorum | TED | ولقد انبهرت حقاً به. لا أعلم إن كان ينبغى ان أقول هذا فى منتدي عام، |
Bakayım. Açıklayabilecek miyim, bilmiyorum. | Open Subtitles | دعيني أحاول، لا أعلم إن كنت أستطيع شرحها |
Sizi anneniz olmadan burada tutabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان بإمكانكم البقاء عندي أعني بدون أمك |
Doğru mu bilmiyorum ama Emmet Ray hikayelerinden biri şöyledir: | Open Subtitles | لا أعلم إن كانت تلك حقيقة أم أنها مجردة قصة أخرى عن إيميت ري |
Cenazesini planlamalıyım. Vasiyeti var mıydı onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | وعليّ أن أخطط لجنازته وأنا حتى لا أعلم إن كانت لديه وصية |
Farkettiniz mi Bilmem ama bu sabah diş tellerimi çıkarttım. | Open Subtitles | لا أعلم إن إنتبهت لكنني قمت بنزع دعماتي هذا الصباح |
— Pekâlâ, pekâlâ, onu buradan çıkaralım. — Bunun kolay olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ــ حسناً، حسناً، فلنخرج من هنا الآن ــ لا أعلم إن كان سيسهّل علينا ذلك |
Kötü yerdir. O kadar kötü mü bilmiyorum. | Open Subtitles | الوضع سيّئ هناك لا أعلم إن كان بذلك السّوء |
O görüşmeden sonra o binaya girecek yüzüm kaldı mı hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان بإمكاني التواجد في ذلك المبنى بعد ما حصل في الاجتماع اليوم |
Not: Teslim tarihi geçeli çok oldu mu bilemiyorum. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}ملاحظة، لا أعلم إن كان تسليم هذا مضى عليه زمن طويل. |
Bak, çılgın olup olmadığını bilmiyorum. Fakat umurumda değil. | Open Subtitles | انظر أنا لا أعلم إن كنت مجنوناً أم لا ولكن هذا لايهمني |
Size söyledi mi bilmiyorum ama beni de yanında götürmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان قد أخبركِ بعد لكنه طلب مني المجيء أيضًا |
Biliyor musunuz bilmiyorum ama 15 dakikadır dünyanın en büyük nehirlerinden birinin üstündesiniz. Mississipi Nehri. | TED | لا أعلم إن كنتم تعرفون هذا أم لا، لكنكم تجلسون على بعد 15 دقيقة عن واحد من أكبر أنهار العالم. نهر الميسيسبي. |