| Bana yardım etmek istiyorsun, biliyorum ama kampüsteki ofisime gitme. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاولين أن تساعديني و لكن لا تذهبي لمكتبي |
| Normallik arayıp da arabalarla tur atarak kendini öldürmeye meyilli erkeklere gitme. | Open Subtitles | لا تذهبي لرجال راغبين بالانتحار وهم يقودون في دورات باحثةً عن الطبيعيّة. |
| Söylediği her şeyi satın al ve makyaj yapmadan asla okula gitme. | Open Subtitles | إشتري كلّ ما تقوله لكِ، و لا تذهبي أبداً للمدرسه دون وجهكِ |
| Yarına kadar iyileşmezsen, işe gitme, evde kal. | Open Subtitles | إلن لم تتحسني في الغد لا تذهبي للعمل غدا |
| Acelen yoksa gitme. | Open Subtitles | لا تذهبي إذا لم يكن هناك داعٍ على الإطلاق |
| Buradan sonra yalnız giderim. - Lütfen, gitme. | Open Subtitles | ـ من هنا ، سأذهب لوحدي ـ لا تذهبي ، رجاءا |
| Tatlım, eğer o kursların sana bir yararı yoksa, o zaman gitme. | Open Subtitles | عزيزتي,اذا هذه الصفوف لا تنفعك اذا لا تذهبي اليهم |
| Sen gitme. Gitmesi gereken biri varsa o benim. | Open Subtitles | لا تذهبي إذا كان يجب أن يذهب أحد ، فهو أنا |
| -Bunu yapmak için kocaman bir pazar günü var. -Jackie, eve gitme. | Open Subtitles | عندي يوم كامل الا وهو الاحد لفعلها جاكي لا تذهبي للمنزل |
| Anlayacağını biliyordum. Hayır, bekle! gitme! | Open Subtitles | لا تذهبي , لا يمكنني احتمال تركك لي لماذا لا تريدين البقاء معي ؟ |
| Eddie olmadan hiç bir yere gitme. Sen bir hiçsin. | Open Subtitles | أبدا لا تذهبي الى اي مكان بدون إيدي انت لا شيء |
| gitme! Beni yatırman lazım. | Open Subtitles | لا تذهبي يا الي عليكِ أن تضعيني على السرير |
| Hayır, hayır, hayır, hayır... Bebeğim, bebeğim... gitme. | Open Subtitles | لا لا لا لا لا حبيبتي حبيبتي حبيبتي لا تذهبي |
| Hayır, hayır, hayır, hayır. Bebeğim, bebeğim, bebeğim, gitme. | Open Subtitles | لا لا لا لا لا حبيبتي حبيبتي حبيبتي لا تذهبي |
| Üs dışında ev arayacaksan Carl Farge'a gitme. | Open Subtitles | لوكنت تريدين التسوق من اجل المنزل لا تذهبي لكارل فراج |
| Batık Koyu'na gitme. Beckett, korsanların buluşmasından haberdar. | Open Subtitles | لا تذهبي لخليج حطام السفن بيكيت يعلم بأمر المجلس |
| Yeterince adil, ama yalnız gitme. | Open Subtitles | حسناً، لكن لا تذهبي بمفردك، احصلي على مرافق |
| Bak, neden oraya gidip benim iki arkadaşlarıma dans etmiyorsun, ha? | Open Subtitles | انظري لما لا تذهبي الى هناك وتقومي بالرقص لرفاقي الاثنين، اتفقنا؟ |
| Evolet, buraya gel. Bana haber vermeden kulübeden ayrılma. | Open Subtitles | إيفوليت، تعال إلى هنا لا تذهبي بدون إخبارنا |
| Yani biz oraya ulaşana kadar güvendesiniz demektir ama görünürde kalın. Dışarıya çıkmayın ve tuvalete bile gitmeyin. | Open Subtitles | لذا ستكونين بأمان حتى وصولنا، لكن إبقي مرئية، لا تذهبي خارجاً حتى إلى غرفة الإستراحة |
| Eğer cesedi atmak için çöle gidiyorsan, neden yoldan görünmeyeceğin bir yere gitmiyorsun? | Open Subtitles | ان كان بإمكانك أن تذهب للصحراء لرمي جثة لم لا تذهبي لمكان أبعد بحيث لا يمكن أن تتم مشاهدتك من الطريق. |
| Bay Brackett ile müzeye git. | Open Subtitles | لماذا لا تذهبي الى المتحف مع السيد براكيت |
| Dışarı çıkma iznin var. Yürüyüşe çıksanıza. | Open Subtitles | يوجد حديقة للتنزه بالاسفل لِمَ لا تذهبي للتمشي هناك؟ |
| Bir yere kaybolma, tamam mı? | Open Subtitles | فقط لا تذهبي إلى أي مكان ، حسنا ؟ |