"لا تعيش" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşamıyorsun
        
    • yaşamıyor
        
    • kalmıyorsun
        
    • yasamazlar
        
    • yaşamıyoruz
        
    • yaşamadığınız
        
    • yaşamadığını
        
    Adamım, sana ufak bir sır vereyim. Artık annenle beraber yaşamıyorsun. Okula gitmene gerek yok. Open Subtitles عزيزى دعنى اقول لك شيئا انت لا تعيش مع امك يمكن الا تذهب الى الكلية
    Neden ailenin gömüldüğü yerde yaşamıyorsun? Open Subtitles لما لا تعيش في المكان الذي عائلتك مدفونة فيه
    "İşe ihtiyacı var, arabası bozuldu. " Burada yaşamıyor bile. Open Subtitles "إنها تحتاج لوظيفة، سيارتها تعطلت،" وهي حتى لا تعيش هنا.
    Niçin onlarla kalmıyorsun? Open Subtitles لماذا لا تعيش معهم؟
    Hayir, kutup ayilari güneye bu kadar yakin yerde yasamazlar. Open Subtitles لا، الدببة القطبية لا تعيش جنوباً إلي هذا الحد.
    Baban haklıydı, biz gerçekten de aynı Dünyalarda yaşamıyoruz. Open Subtitles والدك كان محقاً، أنت لا تعيش في عالم الواقع الذي نعيشه
    Burada yaşamadığınız için bilmiyorsunuz. Open Subtitles أنت لا تعيش هنا لذا أنت لا تعلم
    Sen Çin mahallesine yakın yaşamıyorsun ki. Open Subtitles ورأيته يدخل زقاق ثم يدخل خلف باب لا يحمل أى علامات.. ولكنك لا تعيش بالقرب من الحى الصينى.
    Kendine bir bak, sen hayallerini yaşamıyorsun. Çarkıfeleği de çevirmiyorsun. Open Subtitles انظر إلى حالكَ، إنّكَ حتى لا تعيش حلمكَ، لا أراكَ تحاول أن تصل إلى تكوين الثروة.
    Sandığın gibi bir dünyada yaşamıyorsun. Open Subtitles أنت لا تعيش في العالم الذي تظن أنك تعيش فيه
    Sen Picketwire'in güneyinde yaşamıyorsun. Oy kullanamazsın. Open Subtitles انت لا تعيش هنا لا يحق لك التصويت
    Neden benimle yaşamıyorsun, senin karın olurum. Open Subtitles لما لا تعيش معي و سأصبح زوجتك؟
    Neden kendi hayatını yaşamıyorsun ve gölgem olmayı kesmiyorsun? Open Subtitles لم لا تعيش حياتك وتبتعد عن ظلي ؟
    Biz her ne kadar öyle olmasını istesek de üstünlük iyiliği, cehennem boşluğunda yaşamıyor. Open Subtitles بقدرمانتمناه، الأولوية لا تعيش في الهاوية.
    Annen, anladığım kadarıyla kurallara bağlı yaşamıyor. Open Subtitles فهي لا تعيش الحياة طبقاً للقواعد التي أفهمها
    Hayvanlar kendi boklarının içinde yaşamıyor, değil mi? Open Subtitles كما تعلم ، الحيونات لا تعيش وسط فضلاتها ، أليس كذلك؟
    Artık burada kalmıyorsun. Open Subtitles أنتَ لا تعيش هنا بعد الأن
    Tatlım, artık Sheldon'la kalmıyorsun. Open Subtitles حسنا، عزيزي، أنت لا تعيش مع (شيلدون) بعد الآن
    Kutup ayilari genelde ormanda yasamazlar. Open Subtitles الدببة القطبية لا تعيش في الأدغال.
    Artık neden birlikte yaşamıyoruz baba? Open Subtitles أبي لماذا لا تعيش معنا مجدداً ؟
    Burada yaşamadığınız için bilmiyorsunuz. Open Subtitles أنت لا تعيش هنا، لذا لا تعرف.
    Kızının üst katta yaşamadığını duyunca çok şaşırdı. Open Subtitles لقد كانت مندهشة عندما سمعت أن بنتها لا تعيش بالأعلى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus