"لا تهتمّ" - Traduction Arabe en Turc

• Boş ver
• umurunda değil
• umursamıyor
• umursamazsın

Tamam, Boş ver, kamerası olan birini buluruz.
حسناً ، لا تهتمّ شخص ما سوف يكون لديه كاميرا

- Sen onu Boş ver de... - ...asıl bunun için kaygılan.
لا تهتمّ بهذا الشأن واهتمّ بهذا

Belli ki kızının mutluluğu umurunda değil.
حَسنًا، أنت من الواضح لا تهتمّ حول جَعل إبنتك سعيدة

Oyun için kimin öldüğü senin umurunda değil ki.
أنت لا تهتمّ من تموت طالما لعبتك تبقى.

Öleceğini umursamıyor üzülmüyor da.
أنا لا أشعر بهذا. هي لا تهتمّ ما إذا ماتت، و... هي ليست آسفة.

Endişelenmek mi? umursamıyor.
تتساءل، لكنّها لا تهتمّ

Ve senin de dürüst olmanı beklerim çünkü umursamazsın.
وأتوقّع منكَ أن تكون صادقاً لأنّك لا تهتمّ

Yok bir şey, Boş ver.
لا شيء، لا تهتمّ

Boş ver baharatları.
لا تهتمّ للتّوابل

Dinlen biraz, beni Boş ver.
إسترح، لا تهتمّ بي.

Boş ver. Unut.
تباً لذلك، لا تهتمّ.

Boş ver.
لا تهتمّ

Dersler ve mezuniyet umurunda değil, fakat okulu seviyorsun çünkü popülersin ve bir daha asla bir numara olamayacaksın.
أنت لا تهتمّ بالدراسة، لكنّك تحبّ المدرسة ... لأنكشعبي . ولن تعود لما كنت عليه

Senden olması umurunda değil, değil mi?
أنت لا تهتمّ إنه طفلك، أليس كذلك؟

Bu insanlar umurunda değil...
لا تهتمّ بأمر هؤلاء الناس

- O zaman Nottingham da umurunda değil.
إذن أنت لا تهتمّ بـ(نوتينغهام)

Noel bu şeyleri umursamıyor. Seni olduğun gibi seviyor, Larry.
نويل) لا تهتمّ بهكذا أمور) (إنّها تُحبّك يا (لاري

O sizi umursamıyor.
إنّها لا تهتمّ بأمركم

Juliet seni umursamıyor Jack.
(جولييت) لا تهتمّ بك (جاك)

Önemsiyormuş gibi konuşma. Sen kendinden başkasını umursamazsın.
لا تتصرّف وكأنك تحفل لأي أحد آخر فأنت لا تهتمّ إلا لنفسك

Siyaseti nasıl umursamazsın?
كيف لا تهتمّ للسياسة؟