Tamam, ben deliyim. Ama Yine de bunu bilecek kadar akıllıyım. | Open Subtitles | حسناً, أنا مجنونة لكني لا زلت عاقلة بما يكفي لأدرك هذا |
Sinirlendiğim için üzgün olup, Yine de sinirli olabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أتأسف عن غضبي أو لا زلت غاضبة؟ |
Anlayacağın Ben hala tam bir iş adamı gibi olabileceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | . لا زلت أعتقد أنك لا تستطيع أن تُقدر العمل الجيد |
Ben hala erkeklerin olmak isteyen kadınların etrafında fikrimi sarın olamaz. | Open Subtitles | لا زلت لا أستطيع تقبل ألنساء الذين يريدون أن يكونوا رجال |
- Hâlâ oyun oynuyorsun. | Open Subtitles | لا زلت لم تجاوب على سؤالى لازلت تتلاعبين |
Çünkü sen Halen benim eski Lucy olduğuma inanmak istiyorsun. | Open Subtitles | بسبب أنك تريدين أن تصدقي أنني لا زلت لوسي القديمة |
Seni hala seviyorum, ...hasta olduğun için şimdi daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا لا زلت أحبك الآن أحبك أكثر لأنك مريضة |
Eğer plânımızdan vazgeçersek Yine de eşim ve oğlumdan olacağım. | Open Subtitles | إن تخلينا عن خطتنا الآن لا زلت سأفقد زوجتي وابني |
Hayır sen övgü istiyorsun ve bunu yapmadan önce istiyorsun ve Yine de yapmıyorsun ama hala övgüyü alabiliyorsun. | Open Subtitles | كلّا، لقد أردت الإمتنان وقد سلبته قبل أن تفعلها، ومن ثمّ، لم تفعلها، ولكن لا زلت تتوسّل لأخذ الإمتنان. |
Yine de hâlâ hatırlıyorum. Ailemin evinden ayrılıp Microsoft'taki yeni işime başlamak için ülkenin diğer ucuna taşındığım zamanı. | TED | انا لا زلت اتذكر , رغم انه , عندما تركت بيت ابوي للذهاب عبر المدينه لبدء عملي في Microsoft. |
O ve ben eskiden çok iyi geçinemezdik. Yine de artık anlaşabileceğimizi umuyorum. | Open Subtitles | هى و أنا لم نتآلف سويا وقتها لا زلت آمل أن نتمكن من هذا الآن |
Yine de evlenecek olan iki kişinin arasına giremezsin! | Open Subtitles | لا زلت لا يمكنك التدخل بين شخصين سيتزوجان |
Yine de bir görmeliyim. Benimle gelir misiniz? | Open Subtitles | لا زلت أرى ضرورة إلقاء نظرة عليه ، هل تأتى معى ؟ |
Çünkü evet yeni bir arkadaşı olabilir ve evet biraz dalgın olabilir ama demedi deme, Ben hala buradayım! | Open Subtitles | لأنه قد يكون لديه صديقة جديدة الآن وقد يتشتت إنتباهه قليلاً لكن أقول لك هذا لا زلت أنا هنا |
Adam bir kazığa bağlanıp yakıldı ve Ben hala hayattayım. | Open Subtitles | أُحرق الرجل على سيخ الشواء وأنا لا زلت حياً |
Yüzbaşım, Ben hala bir şey göremiyorum. | Open Subtitles | أيها النقيب ، لا زلت لا يمكنني رؤية شيئا |
- Hâlâ o eski iğrenç terliklerle yatak odasında dolaştığında rahatsız olurum. | Open Subtitles | لا زلت أواجه صعوبة في النظر إلى ذلك الشبشب المقرف الذي تتجول به. |
- Ver onu bana! - Hâlâ bağırıyorsun. Kızmaya başlıyorum. | Open Subtitles | أعطني هذه- أنت لا زلت تصيحين , وهذا يسبب الإزعاج- |
- Hâlâ hükümetin işime burnunu sokmasına kızgınım. | Open Subtitles | لا زلت منزعجا من الحكومه اللعينه تتدخل في عملي |
Size Orta Afrika Cumhuriyetindeki haberciliğimden bahsediyorum fakat Halen oraya neden gittiğimi söylemedim. | TED | وأنا أقول لكم تقريري في أفريقيا الوسطى و لكنني لا زلت أتساءل لماذا ذهبت إلى هناك؟ |
- Peki. - Seni hala seviyorum ama sırf beni incittiğin için başkalarını da incitmeyeceğim. | Open Subtitles | لا زلت أحبك و لكنني لن أستمر بإيذاء الآخرين فقط لأنك آذيتني |
Yalanlarından ve aldatmasından nefret etmeme rağmen, Onu hala seviyorum. | Open Subtitles | رغم أني أكره كذبه الذي يملأ أحشاءه لا زلت أحبه |
Matuschek Mağazası'nda, hala bir ayakçıdan başka bir şey değilim. | Open Subtitles | إننى لا زلت لا شئ سوى صبى مأموريات فى الشركة |
görünüyor ki Sen hala gelişim sürecindesin, hala inanılmaz yeni planlar yapıyorsun. | TED | أعني, يبدو لى أن لا زلت بقدر ضئيل فى مرحلة النمو تلك لا زلت تضع تلك الخطط الجديدة المذهلة |
Evet, ben hâlâ ATM kayıtlarını ve kredi kartı ekstrelerini inceliyorum. | Open Subtitles | صحيح ، أنا لا زلت أتحقق من سجلات أجهزة الصرف الآلي |