| Özel bir şey yok. Belki biraz formda kalmak için. | Open Subtitles | لا شيء على وجه الخصوص ربما لأجل القليل من الانسجام |
| Harika, elimizde hiç bir şey yok. Yerini bilmiyoruz, ipucu yok. | Open Subtitles | رائع، إذا ليس لدينا شيء لا موقع، لا شيء على الإطلاق |
| Affedecek bir şey yok, Sydney. bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء كي اسامحك عليه لا شيء على الأطلاق |
| Hiçbir 41 emaresi bulunmuyor. hiçbir şey yok burada. | Open Subtitles | لا علامة على وجود إشارة 41 لا شيء على الإطلاق |
| Lenfadenopati yok, kitle yok, hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا اعتلال لمفي غدي ولا كتل، لا شيء على الإطلاق |
| Göğsünden kasıklarına kadar açılmıştı, Bense hiç, hem de hiçbir şey göremiyordum. | TED | كان مفتوحا من صدره حتى العانة، لكن لم ارى اي شيء، لا شيء على الاطلاق. |
| Büyük olasılıkla önemli bir şey değildir ama ne olur ne olmaz dedim. | Open Subtitles | لا شيء على الأرحج ، لكني طلبتك من باب الحيطة |
| Berkeley'den bir polis raporu yok. Salinas hakkında da bir şey yok. | Open Subtitles | لا شرطة تذكر من بيركيلي لا شيء على الإطلاق حول ساليناس |
| Tabiatın içinde
... vücutlarımızda güneş kreminden başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء على أجسامِنا لكن وقاية من الشّمسَ 120. |
| Yani, vücudunda ya da kutuda telaşlandığını veya dışarı çıkmaya çabaladığını gösteren bir şey yok. | Open Subtitles | أعني لا شيء على الجثة أو الصندوق يشير لأنه شعر بالذعر وحاول المقاومة |
| Veri tabanında bir şey yok. Ama Tonya'nın yanağındaki kalıntı için bir kaynak buldum. | Open Subtitles | لا شيء على سجل البصمات الجنائي لكنني حصلت على مصدر |
| Hayır. Onunla ilgili bir şey yok. Bir çete işareti olabilir. | Open Subtitles | لا، لا شيء على ذلك يمكن أن تكون علامة عصابة |
| Evet.Birisi delilleri temizlemiş Burada hiç bir şey yok | Open Subtitles | نعم. قَطعَ شخص ما الأطعمةَ هناك لا شيء على هناك |
| Kaybettiğinde bana gelip ağlama çünkü seni rezil etmemi durduracak hiçbir şey yok bu dünyada. | Open Subtitles | عندما تَخسر لا تأت باكيا لي لأنه لا شيء على هذه الأرضِ |
| Paketlenmiş hediye dışında kurban üzerine hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا محفظة ولا بطاقة هوية. لا شيء على الضحية ما عدا تغليف الهدايا. |
| Kağıt üzerinde hiçbir şey yok ama evrak işleri yapan bir adama benzemediği izlemini aldım. | Open Subtitles | لا شيء على السجلات ، لكني أستشعر أنه ليس من النوع العملي المُهتم بأوراق العمل |
| İşte yetişti! Bir numaralı kovalayıcımız! Kanın kokusunu alabiliyor... ..ve dünya üzerinde onu durdurabilecek hiçbir şey yok! | Open Subtitles | ها هو، المطارد الأفضل، إنه يشم رائحة الدم و لا شيء على الأرض سيوقفه! |
| İşte yetişti! Bir numaralı kovalayıcımız! Kanın kokusunu alabiliyor ve dünya üzerinde onu durdurabilecek hiçbir şey yok! | Open Subtitles | ها هو، المطارد الأفضل، إنه يشم رائحة الدم و لا شيء على الأرض سيوقفه! |
| Yazacak hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيء أكتبه ... لا شيء على الإطلاق عن... |
| Ama hiçbir şey hem de hiçbir şey, beni duymak üzere olduğum şeye hazırlayamazdı. | Open Subtitles | ولكن لا شيء، لا شيء على الاطلاق، يمكن أن يجعلني مستعدَاً لما كنت على وشك سماعه |
| Muhtemelen önemli bir şey değildir ama Aİ durumu yaşıyor olabilir. | Open Subtitles | لا شيء على الأرجح لكنها قد تعاني من الـ"آر يو". |
| Hiçbir şeyin, kesinlikle hiçbir şeyin sonsuza kadar sürmediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه لا شيء على الإطلاق يدوم إلى الأبد |