Onlar burayı iskan etmeye gelmiyorlar, ama ellerinden geldiğince sömürmeye geliyorlar. | Open Subtitles | لا يأتون إلى هنا ليبنوا بل ليدمروا ليأثروا بما يستطيعون لأنفسهم |
Tanrı biliyor ya, buraya her zaman yemekleri için gelmiyorlar. | Open Subtitles | الرب يعلم أنهم لا يأتون إلى هنا من اجل الطعام في كل وقت |
Evet, ama dükkana saat 5 ile 7 arası kimse gelmiyor. Hatta bazen 10 ile 5 arası da gelmiyorlar. | Open Subtitles | نعم، لكنّ الناس لا يأتون إلى متجري ما بين الـ 5 و الـ 7، و أحياناً ما بين الـ 10 و الـ 5. |
Çoğu insan bu kısma gelmez çünkü lanetli olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | كثير من الناس لا يأتون الى الجناح القديم لإنه مسكون |
Ama seyirciler sihirbazın ölüşünü izlemeye gelmezler, yaşadığını görmeye gelirler. | TED | لكن الحضور لا يأتون لمشاهدة الساحر يموت، انهم يأتون لمشاهدته يعيش. |
Onlar son vardiyaları bittikten sonra gece 11'e kadar içeri girmezler. | Open Subtitles | إنهم لا يأتون إلا عند الحاديه عشر مساء بعد النوبه الأخيره |
Onlar ellerinde kanla eve gelmiyorlar sadece. | Open Subtitles | فقط هم لا يأتون إلى منازلهم وأيديهم ملطخة بالدماء |
Karım öldüğünden beri, her yıl gelmiyorlar. | Open Subtitles | منـذ أن توفيت زوجتـي ، لا يأتون كـل عـام |
Neyse ki değil de gelmiyorlar. | Open Subtitles | فالحمد لله أنه ليس سهلاً، وأنهم لا يأتون. |
Okullara gitmeden önce, birçok insan bize eğitim kalitesinin düşük olduğunu söyledi, çünkü ya öğretmenler tembel, okula gelmiyorlar veya yetersizler, nasıl öğreteceklerini gerçekten bilmiyorlar. | TED | قبل أن نذهب للمدارس، أخبرنا الكثير من الناس أن جودة التعليم ضعيفة إما بسبب كسل المعلمين، إنهم لا يأتون إلى المدارس، أو إنهم غير كفوئين، إنهم لا يعرفون فعلاً منهجية التدريس. |
Ama hiçbir sene gelmiyorlar ziyaret etmiyorlar. | Open Subtitles | وكل ليلة لا يأتون إليَ .. لم يزورني |
İnsanlar dışlarını düzeltmem için bana gelmiyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يأتون لي لاصلاح ما بخارجهم |
Niçin kanal kıvrımının içinden gelmiyorlar? | Open Subtitles | و لماذا لا يأتون من خلال المنحنى ؟ |
İnsanlar böyle yerlere yaşamak için gelmiyorlar. | Open Subtitles | الناس لا يأتون إلى هذه الأماكن للعيش |
Yaratıkları uyandırıyor, ama gelmiyorlar. | Open Subtitles | أنها توقظ المخلوقات ولكنهم لا يأتون |
Sadece buraya gelmiyorlar. | Open Subtitles | لا يأتون إلي هنا |
Niye seni almaya gelmiyorlar? | Open Subtitles | لمَ لا يأتون من أجلك؟ |
Ah. Kullanım... kılavuzu... ile gelmiyorlar. | Open Subtitles | إنهم لا يأتون بمفكرة استخدام |
Çünkü benim gibiler buraya gelmez, uyuşturucu dilenmez. | Open Subtitles | لأنّ أمثالي لا يأتون إلى هنا من أجل حفنة من المخدرات |
Tatilde değillerse karada bu kadar uzağa gelmezler. | Open Subtitles | في العادة لا يأتون لهذه الجزر البعيدة مالم يكونوا في إجازة |
Buraya hiç girmezler! Annem sürekli içer, babam da vaktini... at yarışlarında geçirir. | Open Subtitles | انهم لا يأتون لهنا أبدا أمي دائما في الشراب وأبي في الخارج |