| Öylesine titiz çalışmışlar ki insanların canavarların varlığından bile haberleri yok. | Open Subtitles | وقد أبلوا حسنا حتّى البشر اليوم لا يعلمون بأمر وجود الوحوش |
| Lawrence, bunlar Arap isyanını bilmez. | Open Subtitles | لورنس ان هذه الاشياء لا يعلمون شيئا عن الثورة العربية |
| Bu sadece etrafta savaşın bittiğini bilmeyen bir iki asker var demek. | Open Subtitles | ذلك يعني أن هناك بعض المتمردين لا يعلمون أن الحرب إنتهت |
| Gece görüşümüz olduğunu bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | هل تعتقد انهم لا يعلمون اننا نملك رؤية ليلية ؟ |
| Çoğu kez bu insanlar bunun onlar için neden bu kadar zor olduğunu bilmezler. | TED | وفي أغلب الأوقات، لا يعلمون لمَ يحدث لهم ذلك. |
| Erkeklerin hiçbir şeyden haberi yok, ancak savaşmaktan anlarlar. | Open Subtitles | الرجال لا يعلمون, جلّ ما يستطيعوا عمله هو القتال |
| Kana susamış salaklar. Ellerinde ne olduğunun farkında değiller. | Open Subtitles | أولئك الحمقى الداميين هم لا يعلمون ماذا عندهم |
| Henüz haberleri yok, ama tam da bunu yapıyor olacaklar. | Open Subtitles | إنهم لا يعلمون بعد، لكن هذا .ما سوف يفعلونه |
| Birde yaşadığımdan haberleri yok diyorsun. | Open Subtitles | شكراً وأنت كنت تظنين أنهم لا يعلمون بوجودك |
| Yani olaylardan haberleri yok. | Open Subtitles | والذي يوحي أنّهم لا يعلمون بمجريات الأمور. |
| Kim olduklarını ve sahip oldukları güçleri bile bilmez. | Open Subtitles | هم حتى لا يعلمون من هم حقاً ولا يعلمون قواهم الداخليه |
| Çoğu insan bilmez ama maddi sorunlar ikinci en yaygın boşanma sebebidir. | Open Subtitles | معظم الناس لا يعلمون هذا لكن النزاعات المالية هي ثاني أكبر أسباب الطلاق |
| Doktorlar her şeyi bilmez. | Open Subtitles | الدكاترة لا يعلمون كل شئ نستطيع عمل موعد آخر.. |
| Neden neyi yapmaları gerektiğini bilmeyen korkmuş, küçük garip tipler. | Open Subtitles | الشباب الغرباء المضطربون الذين لا يعلمون لماذا يجب عليهم إخبارك بما يفعلون |
| Kuzeninin kim olduğunu bilmiyorlar mı sanıyorsun? | Open Subtitles | اتظنين انهم لا يعلمون ما فعله ابن عمك؟ |
| Öyle salaklar ki, nereye dokunacaklarini bile bilmezler. | Open Subtitles | كانوا حمقى لا يعلمون اى زر يجب أن يضغطوه. |
| Ya Lockheed'deki tahta kafaların olaydan haberi yok ya da benim haberdar olmamı istemiyorlar. | Open Subtitles | إما أن المحاسبين في شركة "لوكهيد" لا يعلمون أو أنهم لا يريدون مني أن أعلم |
| Neler olduğunun farkında değiller, kendilerinden geçmişler. | Open Subtitles | إنهم لا يعلمون حتى ماذا يحدث. إنهم بذلك حثالة. |
| Ben bilmiyorum. Korkarım, geleceğin ne getireceği hakkında konuşan birçok kişi de bilmiyor. | TED | أنا لا أعلم. وكذلك، في رأيي، الآخرين الذين يتكلمون عن المستقبل، لا يعلمون. |
| Ne söyleyeceklerini, ne düşüneceklerini bilemiyorlar. | Open Subtitles | انهم لا يعلمون ما يقولون, وبماذا يفكرون. |
| Size bilmedikleri bir şeyi anlatamazlar ama sadece sorduğunuzda, bilmediklerini size söylerler. | TED | ليس بمقدورهم إخباركم ما لا يعلمون. ولكن بمقدورهم إخباركم أنهم لا يعلمون إن قمتم بالسؤال. |
| Çünkü kendimi yapmaya ikna edebileceğim şeyleri bilmiyorlardı. | Open Subtitles | لأنهم لا يعلمون ما يمكنني ضبط نفسي على فعله |
| Riley'yle komandolar onu durdurdu. Ama onun Oz olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | رايلي و رفاقه استوقفوه، و لكنهم لا يعلمون أنه أوز |
| Buradaki insanlar dışarıda başka bir dünyanın olduğundan bihaberler. | Open Subtitles | .. الناس في الخارج هنا يبدون وكأنهم حتى لا يعلمون بوجود العالم الخارجي |
| Mavi Deniz'den gelip de Kadranları bilmeyenler, bu numaraların ardındaki gerçeği göremez. | Open Subtitles | أولئك القادمون من البحر الأزرق الذين لا يعلمون عن الدايل لايمكنهم اجتياز تلك الخدع |
| Bunu yaşayanlar bilemez; bildikleri tek şey kazanmak. | TED | ولا يمكن أن يخبرنا الأحياء، أنهم لا يعلمون شيئاً سوى الفوز. |