Tehdit çocuklar üzerine işe yaramaz. Bunları hep gördük. Çocuklar,Detective Sullivan'a teşekkür edin. | Open Subtitles | الترهيب لا يعمل مع هاؤلاء الاطفال, بعد كل ما مرو به ياأطفال,يمكنكمشكر المحققةسوليفان |
Ki o da bozuk, bu yüzden o rahatlatıcı sesi de duyamayacaktım. | Open Subtitles | والذي لا يعمل أيضاً لذا لم أكن لأحصل على صوت الخلط المُرضي |
- Artık çalışır. - Çalışmıyor. | Open Subtitles | أعتقد انه ربما يعمل الآن كلا "ليف" , انه لا يعمل |
Benimki de çalışmıyor. Sanırım hatla ilgili bir problem var. | Open Subtitles | أه وتلفونى لا يعمل أيضاً أعتقد أنه عيب من الشبكة |
Ama ilk randevu için genel kabul görmüş kural çok heyecanlı şeyler yapma, çünkü ikinci randevuda üstüne çıkmak zor olur. | Open Subtitles | التاريخ الأول لا يعمل أىّ شىء، المثير أن.. الأمر سيكون صعباً فى التاريخ الثانى |
Bizimkisi bozuldu.Ve benim iki saat sonra handball um var. | Open Subtitles | مجففنا لا يعمل وعندى مباراة كرة يد بعد ساعتين |
Ama ben stresliyken, günü geçirmek için kullandığım yöntem, pek doğru çalışmaz. | Open Subtitles | لكن عندما أشعر بالضغط الأسلوب الذي أستعمله لتقضية اليوم لا يعمل جيداً |
- Sana kaç kere söyledim? Bu işler bu şekilde yürümez. | Open Subtitles | كم مره علي ان اقول لك ان الأمر لا يعمل هكذا |
"Ve ona demişsin ki, evlilik danışmanı bir işe yaramıyor." | Open Subtitles | و قال أنكِ قلتي له أمر مستشار الزواج لا يعمل |
Hannassey'lerle konuşmak için şansımı denedim ama işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولت يدي فى التحدث مع الهانسيس وهو فقط لا يعمل |
Bu işe yaramaz ve ne yapsam yapayım. ve söyleyebilirim ki çalıştığını hissedebiliyorum! | Open Subtitles | الجهاز لا يعمل أكلت كثيرًا وأشعر بتأثيره عليّ |
Telefon hatlarını kestikleri için, karakol ikaz devresi işe yaramaz ama evin içindeki bağımsız alarm işe yarayacaktır. | Open Subtitles | مـنـذ أن قـطـعـوا خـطوط الهـاتـف و زر الطوارئ لا يعمل لـكنه يـعمـل فـي المـنـاطـق المسـتـقـلـة |
Hayır, hayır. Eminim bu şekilde hiçbir işe yaramaz. | Open Subtitles | لا لا أنا واثق تماماً أن الأمر لا يعمل هكذا .. |
Biliyorum, ama vedalaşmak istedim. ...onun telefonu da bozuk. | Open Subtitles | أعرف, لكن, فقدت أردت أن أودعه و الهاتف المتحرك لا يعمل |
Bana çalışıyor dedi, sadece bir tuşun hafif ayarı bozuk. | Open Subtitles | لقد قالت إنها تعمل, مفتاح واحد لا يعمل فحسب. |
- Çalışmıyor. - Buraya geldiğimde böyleydi. | Open Subtitles | إنه لا يعمل - كان كذلك عندما جئت هنا - |
- Çalışmıyor. - Saçmalık! | Open Subtitles | انه لا يعمل كلام فارغ |
Uh, bu çalışmıyor. Kullanabileceğim başka bir telefonunuz var mı? | Open Subtitles | هذا لا يعمل هل هناك هاتف اخر يمكن استخدامة ؟ |
Telaşla bir şey yapma sakın. | Open Subtitles | لا يعمل طفح أيّ شئ. |
Geçen hafta dördüncü kattaki sifon bozuldu. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي كان صندوق الطرد في الطابق الرابع لا يعمل |
Malesef, her zaman da mükemmel çalışmaz. | TED | لكن للأسف، لا يعمل جهاز المناعة بشكل مثالي على الدوام. |
Hayır, işler bu kadar basit gitmiyor. Başka adımlar da var, biraz karmaşık. | Open Subtitles | لا, الامر لا يعمل هكذا, هناك خطوات آخرى, الأمر معقد |
Programlaman işe yaramıyor çünkü şu anda onlar hakkında düşünüyorsun. | Open Subtitles | حسناً , برنامجكِ لا يعمل لأنكِ تحاولين التفكير عنهم الآن |
Zaten magnumum bunlarda işe yaramadı ama kılıcınla bu anti-tank tüfek birlikte... | Open Subtitles | على أية حال،مسدسي قد لا يعمل عليهم لكن بين سيفِكَ وهذه البندقيةِ المضادّة للدباباتِ |