| Paylaştığımız yazıları ya da sosyal ağ sitelerinde yaptıklarımızı unuturuz. Ama Internet unutmaz. | Open Subtitles | أو الإضافات التي نكتبها في مواقع التواصل الإجتماعي ولكن الإنترنت لا ينسى أبداً |
| Sudan bile daha yaşlı, ama asla martiniyi unutmaz. | Open Subtitles | وهو أقدم من المياه، ولكن لا ينسى أبدا مارتيني. |
| Anılar yok olup gider, ama "Google arama" asla unutmaz. | Open Subtitles | تضعف الذاكرة لكن مؤشر البحث جوجل لا ينسى |
| Hikaye 1983 yılının unutulmaz baharında başlıyor. | Open Subtitles | هذه القصة بدأت في فصل ربيع 1983 الذي لا ينسى |
| Kral'ın doğum gününün unutulmaz bir olay olmasını istiyorum. | Open Subtitles | اريد عيد ميلاد الملك أن يكون حدثا لا ينسى |
| Bizzy bunu kesinlikle hatırlanacak bir olay haline getirmiş. | Open Subtitles | حدثاً لا ينسى |
| İyi bir silahtar şövalyesinin kılıcını unutmaz. Çadırda bırakmışım baba. | Open Subtitles | المصاحب الجيد لا ينسى سيف فارسه |
| Lezzetleri tarif etmeyi asla unutmaz. | Open Subtitles | انه لا ينسى أبداً أن يصف مذاق الاشياء |
| Fransız unutmaz ve de bağışlamaz. | Open Subtitles | الرجل الفرنسي لا ينسى وهو لا يغفر |
| Ordu asla askerlerini unutmaz. | Open Subtitles | الجيش لا ينسى جنوده بتلك البساطة |
| Her gün smokin giyen biri, papyonu asla unutmaz. | Open Subtitles | الرجلالذييردتىحِليةسوداء،يومياً ، لا ينسى أمر رباطة العنق... |
| Bay Fountaine dostlarını unutmaz. | Open Subtitles | إنه الرجل الذي لا ينسى أصدقائه. |
| Dostunu da asla unutmaz o." | Open Subtitles | وهو لا ينسى صديقه أبداً |
| Çocuklar, 2010 sonbaharında ilk Şükran Günü yemeğimi verecektim ve bunun unutulmaz bir gece olmasını istiyordum. | Open Subtitles | يا أطفال ، في طيزي 2010 استضفت عيد الفصح في مسكني لأول مرة ، وأردته يكون أمراً لا ينسى |
| Çocuklar, 2010 sonbaharında ilk Şükran Günü yemeğimi verecektim ve bunun unutulmaz bir gece olmasını istiyordum. | Open Subtitles | يا أطفال ، في خريف 2010 استضفت عيد الفصح في مسكني لأول مرة ، وأردته يكون أمراً لا ينسى |
| Aileme, arkadaşlarıma her birine görünüp onlara unutulmaz bir korku bıraktı. | Open Subtitles | عائلتي، والأصدقاء زارتكلواحدمنهم وتركهتم مع خوف لا ينسى |
| Ozamandan beri bu inanılmaz bir macera-- hayatımın unutulmaz bir bölümü, bir çok insanın hayatının unutulmaz bir bölümü-- | Open Subtitles | من حينها لقد كانت رحلة لا تصدق جزء لا ينسى من حياتي جزء لا ينسى من حياة الكثير من الناس |
| Biraz önemsiz ama Bay Hassan ile unutulmaz bir tanışıklığımız var. | Open Subtitles | لدي تعارف طفيف مع السيد حسن لكنه لا ينسى. |
| Ama en unutulmaz karşılaşmasını yolculuğun sonunda yaşıyor. | Open Subtitles | ولكن في نهاية رحلته حصل على أكثر لقاء لا ينسى |
| Bizzy bunu kesinlikle hatırlanacak bir olay haline getirmiş. | Open Subtitles | حدثاً لا ينسى |