| Telesekreterime Sürekli rahatsız edici mesajlar bırakıyor. | Open Subtitles | لا ينفك عن ترك رسائل مزعجة على آلتي المجيبة. |
| O garip biri ve Sürekli kıçımı dikizliyor. | Open Subtitles | إنه غريب الأطوار، لا ينفك عن التحديق بمؤخرتي |
| Kafamın içindeki, susturamadığım bu sesin Sürekli olarak belki de yapmamam gerektiğini söylemesi. | Open Subtitles | بسبب أنني لا أستطيع تجاهل الصوت .. الذي أسمعه في عقلي الذي لا ينفك يقول ربما لا ينبغي عليّ القيام بذلك |
| Pasaportları çoktan almış ama Sürekli onlar gelmeden gidemeyiz diyor. | Open Subtitles | إن الجوازات بحوزته فعلًا لكنه لا ينفك يقول لا يمكننا الرحيل حتى تصل |
| Ayrıca her aşk hikâyesinin Sürekli araya giren bir şeye ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | وكلّ قصّة حبّ تحتاج لشيء لا ينفك يحول بين الحبيبين. |
| Birkaç kez kaçmış. Onu Sürekli geri getirmişler. | Open Subtitles | كان لا ينفك بالهرب، و هم يعيدونه مجدداً. |
| gerçekten yaşlıydı ve Sürekli bize gülüyodu ve bizi sigara içilen bölüme almak istedi. | Open Subtitles | إنه طاعن بالسن، لكنه لا ينفك يبتسم لنا وأراد أخذنا للفندق. |
| Bana Sürekli senin ona öğrettiğin şeyleri anlatıyor, sizin ne kadar yakın olduğunuzu. | Open Subtitles | إنه لا ينفك يخبرني عنك أيضاً... عن ما علمته، وكيف كانت صلتكم وثيقة. |
| Omzumdaki siyah duman gitmiyor. Bu şeyin üstündeki sayı da Sürekli artıyor. | Open Subtitles | ذلك الضباب الأسود على كتفي لا يزول، والرقم في هذا المخلوق لا ينفك يزيد. |
| Çünkü Sürekli kedilere ve direklere çarpıp duruyorsun. | Open Subtitles | هذا لأنّه لا ينفك يصدم القطط وأعمدة الكهرباء. |
| Banliyölerde olanlar insanı Sürekli şaşırtıyor. | Open Subtitles | حسناً، ما يدور في الضواحي لا ينفك عن مفاجأتنا |
| Sürekli çantayı yere bırakmamı söylüyor. | Open Subtitles | إنه لا ينفك يقول لي أن أضع الحقيبة على الأرض |
| Sürekli senin adını söyleyip duruyor. | Open Subtitles | لا ينفك عن ذكر إسمك طوال الوقت. |
| Gerhardt Sürekli fiyatları yükseltiyor. Yine yaptı. | Open Subtitles | لا ينفك "غيرهارد" يرفع السعر، وقد كرر ذلك |
| Nancy'ye Sürekli her şeye dahil olmasını istediğini söylüyormuş. | Open Subtitles | إنّه لا ينفك يخبر نانسي... يريدها أنْ تشارك في كل شيء. |
| Sürekli evlilik hakkında konuşuyor. | Open Subtitles | لا ينفك يحادثني عن الزواج. |
| Sürekli Anna Karenina'dan bahsediyor. | Open Subtitles | لا ينفك يتحدث عن آنا كارينينا |
| Sürekli elini uzatıp "çak bir beşlik" diyor. | Open Subtitles | لا ينفك يسألني أن أعطيه كفّي. |
| Bana da Sürekli bunu söylüyor. | Open Subtitles | لا ينفك يخبرني بذلك. |
| Sürekli kaybedip duruyor. | Open Subtitles | إنّه لا ينفك يضيعهم. |