| Onu dinleme anne. Ne dediğini bilmiyor. | Open Subtitles | لا تُستمعْ إليه يا أمّي هو لا يَعْرفُ ما يَقُولُ |
| Onun bir çakmak olduğunu sanıyordum. Zaten öyle, ama o bunu bilmiyor. | Open Subtitles | إعتقدَ أن تلك كَانتْ قداحة لَكنَّه لا يَعْرفُ ذلك |
| Henüz bilmiyor. | Open Subtitles | في الحقيقة، هو لا يَعْرفُ حوله لحد الآن. |
| Hopper'ın bizim ufak anlaşmamızdan haberi yok, değil mi? | Open Subtitles | هوبر لا يَعْرفُ أي شيء عن اتفاقنا الصَغير، صحيح ؟ |
| "O dizlerinin üzerinde ama Scotty'nin haberi yok." | Open Subtitles | ما زالَت على رُكبتيها و "سكوتي" لا يَعْرفُ |
| Evet, ama o bunu daha bilmiyor. Sadece üzerinde otur. | Open Subtitles | نعم، لَكن الحصان لا يَعْرفُ ذلك قودي الحصان فقط |
| Kimse nerede olduğunuzu bilmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لذا لا أحد يعرف أين أنت،أليس كذلك؟ جيشكَ لا يَعْرفُ. |
| Kimse nerede olduğunuzu bilmiyor, değil mi? | Open Subtitles | لذا لا أحد يعرف أين أنت،أليس كذلك؟ جيشكَ لا يَعْرفُ. |
| Rahul'un Yash ve Nandini den olmadığını ble bilmiyor. | Open Subtitles | هو لا يَعْرفُ حتى بأنّ راهول ما كَانَ أبن ياش ونادني |
| Adını bilmiyor ama beraber çalıştığı birisi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لا يَعْرفُ اسمَه لكن يَعتقدُ هو شخص ما تَعْملُ مَع. |
| Zeebad elmasın Roundabout'da. olduğunu bilmiyor ki. | Open Subtitles | تمهل، زبيد لا يَعْرفُ ان الماسه في الدوّارِ. |
| Nereye gittiğimi bilmiyor musun? | Open Subtitles | أنت هَلْ لا يَعْرفُ أين أَذْهبُ؟ تَحْصلُ على تخمينِ واحد. |
| Claude hamile olduğunu bilmiyor henüz. | Open Subtitles | كلود لا يَعْرفُ حتى حول الطفل الرضيعِ لحد الآن. |
| 4 gün sonra sınavı var ve ders hakkında hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إمتحانه خلال 4 أيامِ وهو لا يَعْرفُ شيءَ عنه |
| "Hala dizlerinin üzerinde, ama Scotty'nin haberi yok" | Open Subtitles | "ما زالتَ هي على رُكَبِها وسكوتي لا يَعْرفُ " |
| "Hayat çok zor. Çünkü Scotty'nin haberi yok!" | Open Subtitles | "حياة صعبةُ جداً ' بسبب سكوتي لا يَعْرفُ " |
| - Justin'in ne yaptığımdan haberi yok. | Open Subtitles | جوستن لا يَعْرفُ ما أنا أعْمَلُ. |
| Evet sanırım onun benden dahi haberi yok. | Open Subtitles | حَسناً، إنه لا يَعْرفُ حتى أنني حيه |
| Jake, kardeşimin radyasyondan haberi yok. | Open Subtitles | جاك، أَخّي لا يَعْرفُ شيئا حول الإشعاعِ |
| "Scotty'nin haberi yok" | Open Subtitles | "سكوتي لا يَعْرفُ انها فيونا وأنا " |
| O ayakkabısını bağlamayı bile bilmez. | Open Subtitles | ذَهبَ للتسوّق؟ هو لا يَعْرفُ كَيف يرَبْط حذائِه. |