| Güzel, şimdi de kilodunu çıkar, şöyle bir dön ve elbiseni çek. | Open Subtitles | حسنا نزلي لباسك تحت إستديريَ ارْفعيُ لباسَكَ |
| Yanımda bir daha şarkı söylerek konuşursan o aptal elbiseni parçalayıp sana yediririm. | Open Subtitles | لو انك قمت بالغناء في وجهي مرة اخرى سوف امزق لباسك التعيس واحشره في فمك |
| Üzerinde gerçekten parlak kırmızı Elbisen vardı. | Open Subtitles | لقد كنت ترتدين لباسك الأحمر الفاتح جداً |
| Bununla Kıyafetini kesmekten başka bir şey yapamazdım. | Open Subtitles | لم أكن لآوذيك بهذا، عدا تمزيق لباسك |
| Ama senin kostümün pek yaratıcı değil. | Open Subtitles | لكن لباسك يبدو مألوفاً للغايه |
| Bütün gece seni ısırmamak için kendimi zor tutarak Elbisene bakıp durdum. | Open Subtitles | لقد كنت أنظر إلى لباسك اللعين ذلك طول الليل |
| Kıyafetine bayıldım. Çok seksi olmuşsun. Bu filmi sevdiğimi biliyorsun. | Open Subtitles | أنا أحب لباسك هذا , تبدين مغرية جدا به أنت تعلم أني أحب هذا الفلم |
| Yırtılan elbiseni ödemek istiyorum. | Open Subtitles | كنت أريد دفع ثمن لباسك الذي تمزق |
| Elbette. elbiseni seçtim bile. Yatağının üstünde. | Open Subtitles | بالطبع لقد جهزت لكي لباسك على السرير |
| - elbiseni giy, gidelim. | Open Subtitles | ضعي لباسك مرة أخرى سنذهب |
| Senin elbiseni yırtan birini öldürür müsün? | Open Subtitles | تقتل شخص ما من مزق لباسك من؟ |
| Elbisen o kadar güzel ki. Kabarık kollar çok hoş! | Open Subtitles | لباسك رائع الأكمام المنفوخة بديعة |
| Elbisen rozetlerle kaplı. | Open Subtitles | لباسك مغطى بالدبابيس |
| - Tatlım, sanırım Kıyafetini ters giymişsin. | Open Subtitles | عزيزتي وأعتقد أنك لبستي لباسك بالمقلوب |
| Kıyafetini çok beğendim. | Open Subtitles | آه، يعجبني لباسك |
| Pembe kostümün içinde. | Open Subtitles | في لباسك الوردي |
| O zaman, 1037, bir dahaki sefere Elbisene bakma. | Open Subtitles | ثم، 1037، لا تنظر الى لباسك في المرة القادمة. |
| - Kıyafetine bayıldım. İpekli kumaş mı? | Open Subtitles | -أعجبني لباسك ، هل هذا سيلك ؟ |
| Debra söylemeliyim ki, Raymond elbise dolabın hakkında son derece haklı. | Open Subtitles | ديبرا يجب ان اقول انه في هذه الحالة ريموند على حق في طريقة لباسك |
| Eğer hemen elbiselerini değiştirmezsen, ben de kıçının sancak tarafını tekmeleyeceğim. | Open Subtitles | اذا لم تغير لباسك الى اللباس العادي سارفس ميمنة مؤخرتك |
| Giyim tarzına bir bak. | Open Subtitles | أنظري إلى لباسك |
| - Külotun ortadaydı. | Open Subtitles | - مع لباسك الداخلي المعروض للملأ. |
| Senin yolun. Senin giysilerin. | Open Subtitles | طريقة مشيتك طريقة لباسك |
| Eh, en azından iç çamaşırını bırakmışlar. Ne iyi insanlar. | Open Subtitles | على الأقل تركوا لباسك الداخلي، كان هذا لطيفاً منهم |