| Begoña ablamın 15'inde giydiğim elbise nerede? | Open Subtitles | كان الثوب الذي لبسته في ذلك الاحتفال ثوب أختفي |
| Asıl balomda giydiğim elbise. | Open Subtitles | الثوب الذي لبسته في حفلتي الراقصة الحقيقية |
| Asıl balomda giydiğim elbise. | Open Subtitles | الثوب الذي لبسته في حفلتي الراقصة الحقيقية |
| Birkaç ay önce taktım, o zamandan beri de çıkarmıyorum. | Open Subtitles | لبسته قبل شهرين مضت، ولم أخلعه منذ ذلك الحين |
| Ama kırılıp boynumdan düşene kadar onu taktım. | Open Subtitles | ولم ترده ، ولكني لبسته حتى إنكسر وسقط من رقبتي |
| Düğünümüzden önceki gün verdiğimiz yemekte de aynı renk elbise giymiştim. | Open Subtitles | هذا نفس لون الفستان اللذي لبسته في عشاء ما قبل زواجنا. |
| Bu sabah okula giyerken giydiğim pantolon ve iç çamaşırı. | Open Subtitles | حسنا, هنا يوجد البنطال و السروال الذي لبسته للمدرسة هذا الصباح |
| Biliyor musun, sanırım şu ana kadar giydiğim en güzel şey bu. | Open Subtitles | تعرف ... اعتقد انه اجمل شيئ لبسته في حياتي |
| Beni ilk kez yatağa attığın gece giydiğim şeye dönüşmeye karar verdim. | Open Subtitles | -أجل أجل إلى ما لبسته ليلة المرة الأولى التي عاشرتني بها |
| - Katlanmasını istiyorum. - Bugüne kadar giydiğim en güzel şey. | Open Subtitles | أريد تعديل ذلك- هذا أجمل شيء لبسته في حياتي- |
| Yanlış olduğunu biliyordum, ama boynuma taktım. | Open Subtitles | ...وأنا أعرف أنه من الخطأ ولكن لبسته |
| Stephen beni iş yerine ilk götürdüğünde giymiştim. | Open Subtitles | لبسته في اليوم الأول الذي عملت فيه مع ( ستيفين ) ْ |
| Ayrıca, daha önce de giymiştim. | Open Subtitles | وقد لبسته سابقا |