Abisi olarak, kız kardeşimin beni bir denemeye davet etmesini düşünürdüm. | Open Subtitles | .. كأخاها أعتقد أن أختى كانت يجب أن تدعونى لتجربة الأداء |
Böylece Vermont'a Okula Dönmeyenler Kampı'na gittim. Burada okumayanlar takılıyorlardı ve her şeyi denemeye hazırlardı. | TED | هكذا ذهبت لولاية فيرمونت لمخيم المدرسة، حيث هنالك غير المدرسيين الذين يقومون بالتواجد فقط و مستعدون لتجربة اي شئ |
Öz güvenin var olması için izin olması gerekiyor ve topluluk, öz güveni denemek için en güvenli yer. | TED | فالثقة تحتاج الى تصريح لكي تخرج والمجتمع هو المكان الأكثر أماناً لتجربة الثقة عليه |
Bu fikirleri test etmek için ilk deneme sahnesinde ne yapabileceğimizi düşünüyorduk. | TED | والآن لتجربة هذه الأفكار، كنا نفكر فيما سنقوم بفعله كمشهد أول لتجربتها، |
''Side hustle'' tamamen kendi başınıza olmadan önce bunu deneme ve bu yetilere sahip olup olmadığınızı görmek için harika bir yol. | TED | النشاط الجانبي هو وسيلة رائعة لتجربة أن تكون مديرك الخاص ومعرفة ما إذا كان لديك هذه المهارات قبل أن تكون مدير نفسك. |
Anubis adında bir Goa'uld'un yaptığı bir deney olduğu anlaşılmıştı. | Open Subtitles | تبين لنا انه نتيجة لتجربة من قبل جواؤلد إسمه أنوبيس |
Bu türden bir psikedelik deneyim sonrasında birkaç günü... baygın geçirmek olağan sayılır. | Open Subtitles | أنه أمر غير شائع جدا لتجربة مخدر مثل هذا التي كانت صدمة لك |
Yeni spor ayakkabılarını denemeye çıkmıştı. | Open Subtitles | و كان خارجا لتجربة حذاء الركض الجديد تلك |
Sanırım senin çikolatalı kekini denemeye hazırız, Angel. | Open Subtitles | أعتقد أننا مستعدون لتجربة كعكة الشيكولاتة |
Başka bir strateji denemeye hazır mısın yoksa seni burada bırakmamı mı istersin? | Open Subtitles | هل أنت مستعد لتجربة إستراتيجية أخرى أم تريدني أن أتركك هنا؟ |
Bu hafta düğün elbisemi denemeye gittiğimde elbiseyi giydirip, kemeri bağladılar ardından yağlar, sırtımın üzerinde toplandı. | Open Subtitles | لقد ذهبت لتجربة فستان زفاف هذا الاسبوع و عندما اغلقوا الفستان دهون ظهرى تجمعوا معا |
Yeni silahını denemek için iyi bir yer. | Open Subtitles | اي بقعة نختار لتجربة تلك البندقية الجديدة ؟ |
Bu, o ayakkabıları denemek için, iyi bir zaman olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون هذا وقتاً رائعاً لتجربة هذا الحذاء. |
Ama, daha önemlisi, yeni icadımı denemek için bir sebep. | Open Subtitles | لكن الأهم من ذلك أنها فرصة لتجربة أحدث اختراعاتي. |
Bunun mayadan kromozomları alıp nakletmek için harika bir test yatağı olduğunu düşündük. | TED | وعرفنا بأنه سيكون منطلق جيد لتجربة ومعرفة كيف يمكن استخراج الكروموسوم من الخميرة ونقله. |
- ya da Q öyle iddia ediyor. - Bunu şimdi test etmeyi çok isterdim. | Open Subtitles | من مسافة بعيدة حسبما يدعية كيو اشعر برغبة قوية لتجربة تلك النظرية الآن |
İdeal olarak yapmak istediğiniz şey bir deney olmalı. | TED | لذلك فأنتم بحاجة لتجربة للوصول إلى نتائج حقيقية. |
Özel ihtiyaçları olanlar ya da huzur evleri için yepyeni ve güçlendirilmiş bir deneyim yaşatma imkânı sağlayabiliriz. | TED | يمكننا فتح الباب لتجربة جديدة تماماً لذوي الاحتياجات الخاصة أو سكن رعاية المسنين. |
Virüsün için yeterli denek bulamıyor musun? | Open Subtitles | ألم يكن لديك عينات اختبار كافية لتجربة فيروسك الصغير؟ |
Şu şarlatanın o acayip alternatif tıp zırvalarını denemeyi düşündüğünü hayal etsene. | Open Subtitles | يعتقد أننا مستعدون لتجربة تلك الأدوية السخيفة المجنونة |
Dr. Sherman beni klinik deneyine dahil etti. | Open Subtitles | دكتور شيرمان أدخلني لتجربة علاجه التجريبي |
Bizler bunun Tanrı deneyimi prototipi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ونعتقد أن هذا هو النموذج الأولي لتجربة الرب |
Joey Tribbiani. "Adam"ın seçmeleri için geldim. | Open Subtitles | مرحباً , أسمي جوي تريبياني أتيت لتجربة أداء |
MR çekilme deneyimini yeni baştan tasarladı. | TED | يقوم بإعادة التصميم لتجربة الخضوع للتصوير المغناطيسي كليةً. |
Bu hayatı tecrübe etmek için çok farklı iki yol. | Open Subtitles | وهاتان طريقتان مختلفتان كلياً لتجربة الحياة |
Bunu deneyimlemek için, bu araçları edinmek için paraya muhtacız. | TED | حسناً نحن بحاجة للمال لتجربة ذلك للحصول على هذه الأدوات هناك |