| şansın var ki, eğer bugünkü testten sağ çıkarsan taraf seçme fırsatın olacak. | Open Subtitles | حسنا ستكونين محظوظة ان نجوتِ اليوم ستكون لديك الفرصة لكي تكوني في جانبنا |
| Burada senden daha büyük bir şeyin parçası olma şansın var. | Open Subtitles | هنا لديك الفرصة لتكون جزء من شئ هام شئ أكبر منك |
| Kendinden daha büyük bir şeyin bir parçası olma şansın var. | Open Subtitles | هنا سيكون لديك الفرصة لتكون جزء من شئ أكبر منك بكثير |
| Ekibe katılma şansın vardı,_BAR_ama sen sisteme yapışıp kaldın. | Open Subtitles | كانت لديك الفرصة للإنضمام للفريق لكنك احترمت النظام |
| Doğru olanı yapmak için hala fırsatın var. | Open Subtitles | لذا، فمازال لديك الفرصة لتفعل الشيء الصحيح |
| Bizi dinlemiyorsunuz. Bir şeyler yapma şansınız var... | Open Subtitles | أنت لا تسمع إلينا لديك الفرصة لتفعل شيء ما |
| Ve hikayenizi herkese anlatmanız için bir fırsatınız olacak. | Open Subtitles | وستكون لديك الفرصة لتخبر قصتك لكل شخص |
| Şimdi bu şansa sahipsin. | Open Subtitles | الآن لديك الفرصة |
| Sıyrılabilmek için bir şansın var. Değerlendir. | Open Subtitles | لديك الفرصة الي ان تَخرج من هذا سالما فالأفضل لكَ ان تَقْبل بهذا |
| Ama senin büyüyüp adam olmak için hala bir şansın var. | Open Subtitles | لا تزال لديك الفرصة بأن تكبر وتصبح ذا شأن |
| Burada çok daha büyük şeyleri anlama, kavrama ortaya çıkarmak için bir şansın var. | Open Subtitles | لديك الفرصة هنا لتفهم شيئاً كبيراً, لتفهمه, وتكتشفه. |
| Dostum, etkileyici bir fırsatın kapısından girmek için bir şansın var. | Open Subtitles | يا صغيري , لديك الفرصة كي تكون شخصية هامة |
| Hâlâ şansın var. Bu ikisinden birini düzeltme şansın var. | Open Subtitles | مازال لديك الفرصة ، لـ تفعلي الشئ الصحيح حول شئ واحد من تلك الاشياء |
| En azından terslikleri çözebilme şansın var. | Open Subtitles | مهما يكن ما يجري معك على الاقل لديك الفرصة كي تصلحه |
| Şimdi, bunlar hiç olmamışçasına buradan bugün çıkma şansın var ve tek yapman gereken bana güvenmek. | Open Subtitles | الآن، لديك الفرصة للخروج من هنا وكأنّ شيئاً من هذا لم يحدث وكلّ ما عليك فعله هو أن تثق بي |
| Annen ve babanın senin için istediği o güzel hayatı yaşama şansın var. | Open Subtitles | لديك الفرصة لعيش حياة مباركة، الحياة التي أرادها والديك لك |
| Yarın şampiyon olma şansın var. Anlıyor musun? | Open Subtitles | لديك الفرصة في الفوز غداً، هل تفهم؟ |
| Yetişkinlerin masasına... oturuyorsun istediğin her şeyi elde etme şansın var, ulusal bir kampanya başlatabilir parti içinde liderliğe soyunabilirsin. | Open Subtitles | أنت تجلسين على مائدة العظماء. لديك الفرصة لتحظي بأي شيء تريدينه... قومي بإدارة حملة قومية، كوني لاعبة رئيسية بالحفل. |
| Gitme şansın vardı ve gitmedin, değil mi? | Open Subtitles | كان لديك الفرصة للذهب ولم تذهب اليس كذلك؟ |
| Ne kadar harika biri olduğunu ona göstermek için eline mükemmel bir fırsatın var. | Open Subtitles | الآن لديك الفرصة المناسبة لتريه مدى روعتك. |
| "Kendinizi kötü hissetmeyin hâlâ önceliklerinizi gözden geçirip hayatınızda olumlu bir değişiklik yapma şansınız var." | Open Subtitles | "لا تشعري بالسوء "ما زالت لديك الفرصة "إلى إعادة النظر في أولوياتكِ وفهم الحب |
| Ve hikayenizi herkese anlatmanız için bir fırsatınız olacak. | Open Subtitles | وستكون لديك الفرصة لتخبر قصتك لكل شخص |
| Şimdi bu şansa sahipsin. | Open Subtitles | الآن لديك الفرصة |