| Neden bir şeyler aradığını bile bilmiyorum, harika bir hayatın var... | Open Subtitles | أنا لا أعرف لمَ تبحث عن أي شيء لديك حياة مثالية.. |
| Amerika'da güzel bir eğitim aldın, orada güzel bir hayatın var, bizim için ne yapacaksın? | TED | لديك تعليم جيد من أمريكا لديك حياة جيدة في أمريكا، ما الذي ستفعله من اجلنا؟ |
| Meşgul geçen bir hayatın var. Masaya akşam yemeğini hazırlamalısın. | TED | لديك حياة مزدحمة. وعليك وضع العشاء على الطاولة. |
| Evet, ben bunu size söylüyorum.Önünüzde uzun bir hayat var. | Open Subtitles | نعم، أنا اطلب منك النسيان لديك حياة مديدة لتعيشيها |
| Bari seks hayatın varmış gibi davran. | Open Subtitles | على الأقل تظاهر أن لديك حياة عاطفية. |
| Tabi ki, benden önce bir hayatın vardı. | Open Subtitles | بالتأكيد, كانت لديك حياة قبلي. |
| bir hayatın var. Aşık oldun. Planlar yaptın. | Open Subtitles | لديك حياة وأنت واقع في الحب وتضع الخطط ولديك تخيلات |
| Yani buraya geri gelmene ve yaptıklarına minnettarım... ama telefonun hiç susmamasını göz önüne alırsak... geri dönmen gereken çok meşgul ve mutlu olduğun bir hayatın var. | Open Subtitles | اعني, اني اقدر عودتك, وكل شيء لكن واضح من هاتفك الذي استمر بالرنين لديك حياة حافلة ورائعة جداً, لتعودي إليها |
| Bir sorun çıkar ya da yakalanırsak bana bir şey olmaz, seninse burada koca bir hayatın var. | Open Subtitles | إن وقع مكروه أو قبض علينا، فلا يهمّ بالنسبة لي، ولكن لديك حياة كاملة هنا |
| 53 yaşındasın, hepimiz gibi pislik içinde bir hayatın var. | Open Subtitles | و بعمر 53 لديك حياة يرثى لها مثلنا جميعًا |
| Florida'da yeni bir hayatın var, Frank. Benim de burada yeni bir hayatım var. | Open Subtitles | لديك حياة جديدة في فلوريدا يا فرانك لدي حياة جديدة هنا |
| - Güzel bir hayatın var, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا , أتعلم لديك حياة لطيفة , حسنا الأمر برمته كان فكرتك |
| Onu yüzeye çıkarmanı istiyorum, çünkü her ne kadar çılgınca gelse de, hala yaşayacak bir hayatın var. | Open Subtitles | أريدك أن تظهرها لأنه وإن كان ذلك جنونيًا كما يبدو ما زالت لديك حياة لتعيشها |
| Senin orada bir hayatın var. | Open Subtitles | لديك حياة هناك، وربّما ستكون لي حياة هناك أيضًا |
| İyi bir hayatın var. Bunu bozmak istemem. | Open Subtitles | لديك حياة جيدة الآن لا أريد إفساد ذلك |
| Harika bir hayatın var. Bunu bozamam. | Open Subtitles | لديك حياة جيدة الآن لا أريد إفساد ذلك |
| Senin harika bir hayatın var ve bazen kendimi bunun bir parçası olarak görmüyorum. | Open Subtitles | يبدو أنه أصبح لديك حياة عظيمة... وأنا لست بها |
| Sakin ol, evlat. Önünde uzun, güzel bir hayat var. | Open Subtitles | اهدأ يا فتى، لديك حياة كاملة مترفة أمامك. |
| Önünde harika bir hayat var. | Open Subtitles | أنت تعلمين أن لديك حياة رائعة تنتظرك |
| Sanki evin barkın, bir hayatın varmış gibi davrandım. | Open Subtitles | كنت تتظاهر أن لديك بيتاً. وأن لديك حياة |
| Bak Nikki, senin bir hayatın vardı. | Open Subtitles | إنظري يا نيكي، لقد كان لديك حياة |
| Ben ortadan kaybolacağım. Sen burada kalacaksın, çünkü burada bir yaşamın var. | Open Subtitles | أنا ايضا سأرحل وأنت ستبقين هنا لأن لديك حياة هنا |
| O meşhur kedinin aksine, sadece bir canın var. | Open Subtitles | على عكس القط كما يقول المثل لديك حياة واحدة فقط |